İntensely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İntensely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Intensely İle İlgili Cümleler

Anlamı: Yoğun bir şekilde, şiddetle, büyük bir yoğunlukta

Örnek cümleler:

  1. She stared at him intensely. (O, ona yoğun bir şekilde baktı.)
  2. The sun was shining intensely. (Güneş yoğun bir şekilde parlıyordu.)
  3. The smell of the flowers was intensely sweet. (Çiçeklerin kokusu yoğun bir şekilde tatlıydı.)
  4. He felt intensely angry. (O, yoğun bir şekilde öfkeli hissetti.)
  5. She worked intensely to finish the project. (Proje için yoğun bir şekilde çalıştı.)
  6. The colors of the painting were intensely bright. (Tablonun renkleri yoğun bir şekilde parlaktı.)
  7. The storm was intensely loud. (Fırtına yoğun bir şekilde gürültülüydü.)
  8. He studied intensely for the exam. (Sınav için yoğun bir şekilde çalıştı.)
  9. The crowd was cheering intensely for the team. (Kalabalık takım için yoğun bir şekilde tezahürat yapıyordu.)
  10. The smell of the food was intensely spicy. (Yemeğin kokusu yoğun bir şekilde baharatlıydı.)
  11. The fire burned intensely. (Ateş yoğun bir şekilde yanıyordu.)
  12. She loved him intensely. (O, onu yoğun bir şekilde sevdi.)
  13. The pain in his leg was intensely sharp. (Bacağındaki ağrı yoğun bir şekilde keskindi.)
  14. The music was intensely emotional. (Müzik yoğun bir şekilde duygusaldu.)
  15. She focused intensely on her work. (İşine yoğun bir şekilde odaklandı.)
  16. The heat was intensely oppressive. (Sıcaklık yoğun bir şekilde bunaltıcıydı.)
  17. The suspense in the movie was intensely gripping. (Filmin heyecanı yoğun bir şekilde sürükleyiciydi.)
  18. He was intensely nervous before the interview. (Mülakattan önce yoğun bir şekilde gergindi.)
  19. The flavors of the dish were intensely complex. (Yemeğin tatları yoğun bir şekilde karmaşıktı.)
  20. The workout was intensely challenging. (Antrenman yoğun bir şekilde zordu.)
  1. The silence in the room was intensely awkward. (Odasındaki sessizlik yoğun bir şekilde garip ve rahatsız ediciydi.)
  2. She felt intensely guilty for what she had done. (Yaptıklarından dolayı yoğun bir şekilde suçlu hissetti.)
  3. The competition was intensely fierce. (Yarışma yoğun bir şekilde çekişmeliydi.)
  4. The scent of the perfume was intensely floral. (Parfümün kokusu yoğun bir şekilde çiçeksiydi.)
  5. He felt intensely grateful for their help. (Yardımları için yoğun bir şekilde minnettar hissetti.)
  6. The pain in her head was intensely throbbing. (Başındaki ağrı yoğun bir şekilde çarpıntılıydı.)
  7. The emotions in the room were intensely charged. (Odadaki duygular yoğun bir şekilde yüklüydü.)
  8. The exam was intensely difficult. (Sınav yoğun bir şekilde zordu.)
  9. The competition for the job was intensely competitive. (İş için yarışma yoğun bir şekilde rekabetçiydi.)
  10. The flavors of the wine were intensely fruity. (Şarabın lezzetleri yoğun bir şekilde meyvemsiydi.)

Türkçe Karşılıkları:

  • Yoğun bir şekilde
  • Şiddetle
  • Büyük bir yoğunlukta

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.