Smattering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Smattering Nedir?
Smattering, bir konuda yüzeysel ve sınırlı bilgi sahibi olmak anlamına gelir.
Örnek cümleler:
- She only has a smattering of knowledge about programming. (Sadece programlama hakkında yüzeysel bir bilgisi var.)
- He has a smattering of French, enough to order food at a restaurant. (Fransızca’da sadece biraz bilgisi var, restoranda yemek sipariş etmek için yeterli.)
- The article provided a smattering of information about the new product. (Makale, yeni ürün hakkında sınırlı bir bilgi sağladı.)
- I have a smattering of understanding of how to use this machine. (Bu makineyi nasıl kullanacağıma dair sınırlı bir anlayışım var.)
- She has a smattering of knowledge about the history of art. (Sanat tarihi hakkında sadece biraz bilgisi var.)
- He has a smattering of Spanish, enough to get by on vacation. (İspanyolca’da sadece biraz bilgisi var, tatilde idare edebilecek kadar.)
- The course provided only a smattering of information about the subject. (Ders, konu hakkında sadece yüzeysel bir bilgi sağladı.)
- He has a smattering of knowledge about different cultures. (Farklı kültürler hakkında sınırlı bir bilgisi var.)
- The presentation gave a smattering of information about the company’s financial performance. (Sunum, şirketin finansal performansı hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
- She has a smattering of knowledge about politics, enough to follow the news. (Politika hakkında sadece biraz bilgisi var, haberleri takip etmek için yeterli.)
- The book gave a smattering of information about the author’s life. (Kitap, yazarın hayatı hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
- He has a smattering of knowledge about the legal system, enough to understand basic concepts. (Hukuk sistemi hakkında sadece biraz bilgisi var, temel kavramları anlamak için yeterli.)
- The workshop provided only a smattering of information about the topic. (Atölye çalışması, konu hakkında sadece yüzeysel bir bilgi sağladı.)
- She has a smattering of knowledge about the environment, enough to understand the basics. (Çevre hakkında sadece biraz bilgisi var, temel konuları anlamak için yeterli.)
- The lecture gave a smattering of information about the history of science. (Ders, bilim tarihi hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
- He has a smattering of knowledge about different religions. (Farklı dinler hakkında sınırlı bir bilgisi var.)
- The article gave a smattering of information about the benefits of exercise. (Makale, egzersizin faydaları hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
- She has a smattering of knowledge about nutrition, enough to make healthy choices. (
Beslenme hakkında sadece biraz bilgisi var, sağlıklı seçimler yapmak için yeterli.)
19. The documentary provided a smattering of information about the history of the country. (Belgesel, ülkenin tarihi hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
- He has a smattering of knowledge about different musical genres. (Farklı müzik türleri hakkında sınırlı bir bilgisi var.)
(Turkish translations are given in parentheses.)
Hemen Yorum Yaz