Smattering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Smattering İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Smattering Nedir?

Smattering, bir konuda yüzeysel ve sınırlı bilgi sahibi olmak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. She only has a smattering of knowledge about programming. (Sadece programlama hakkında yüzeysel bir bilgisi var.)
  2. He has a smattering of French, enough to order food at a restaurant. (Fransızca’da sadece biraz bilgisi var, restoranda yemek sipariş etmek için yeterli.)
  3. The article provided a smattering of information about the new product. (Makale, yeni ürün hakkında sınırlı bir bilgi sağladı.)
  4. I have a smattering of understanding of how to use this machine. (Bu makineyi nasıl kullanacağıma dair sınırlı bir anlayışım var.)
  5. She has a smattering of knowledge about the history of art. (Sanat tarihi hakkında sadece biraz bilgisi var.)
  6. He has a smattering of Spanish, enough to get by on vacation. (İspanyolca’da sadece biraz bilgisi var, tatilde idare edebilecek kadar.)
  7. The course provided only a smattering of information about the subject. (Ders, konu hakkında sadece yüzeysel bir bilgi sağladı.)
  8. He has a smattering of knowledge about different cultures. (Farklı kültürler hakkında sınırlı bir bilgisi var.)
  9. The presentation gave a smattering of information about the company’s financial performance. (Sunum, şirketin finansal performansı hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
  10. She has a smattering of knowledge about politics, enough to follow the news. (Politika hakkında sadece biraz bilgisi var, haberleri takip etmek için yeterli.)
  11. The book gave a smattering of information about the author’s life. (Kitap, yazarın hayatı hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
  12. He has a smattering of knowledge about the legal system, enough to understand basic concepts. (Hukuk sistemi hakkında sadece biraz bilgisi var, temel kavramları anlamak için yeterli.)
  13. The workshop provided only a smattering of information about the topic. (Atölye çalışması, konu hakkında sadece yüzeysel bir bilgi sağladı.)
  14. She has a smattering of knowledge about the environment, enough to understand the basics. (Çevre hakkında sadece biraz bilgisi var, temel konuları anlamak için yeterli.)
  15. The lecture gave a smattering of information about the history of science. (Ders, bilim tarihi hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
  16. He has a smattering of knowledge about different religions. (Farklı dinler hakkında sınırlı bir bilgisi var.)
  17. The article gave a smattering of information about the benefits of exercise. (Makale, egzersizin faydaları hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)
  18. She has a smattering of knowledge about nutrition, enough to make healthy choices. (

Beslenme hakkında sadece biraz bilgisi var, sağlıklı seçimler yapmak için yeterli.)
19. The documentary provided a smattering of information about the history of the country. (Belgesel, ülkenin tarihi hakkında sınırlı bir bilgi verdi.)

  1. He has a smattering of knowledge about different musical genres. (Farklı müzik türleri hakkında sınırlı bir bilgisi var.)

(Turkish translations are given in parentheses.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.