Sloppy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sloppy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sloppy

Sloppy, Türkçede “düzensiz, dağınık, özensiz” gibi anlamlara gelir. Aşağıda, “sloppy” kelimesinin cümle içinde kullanımına ve Türkçe karşılığına örnekler verilmiştir.

1. My room is always sloppy. (Odama her zaman düzensiz.)
2. She was wearing a sloppy outfit. (Üzerinde özensiz bir kıyafet vardı.)
3. He writes in a sloppy handwriting. (Yazısı özensizdir.)
4. The food was served in a sloppy manner. (Yiyecekler özensiz bir şekilde servis edildi.)
5. Don’t be sloppy with your work. (İşinde özensiz olma.)
6. The house looked sloppy after the party. (Partiden sonra ev dağınık görünüyordu.)
7. She always leaves her desk sloppy. (O, masasını her zaman özensizce bırakır.)
8. He had a sloppy attitude towards the project. (Proje konusunda özensiz bir tavırla yaklaştı.)
9. The paper was sloppy and full of errors. (Kağıt dağınık ve hatalarla doluydu.)
10. The student’s handwriting was sloppy and difficult to read. (Öğrencinin yazısı özensizdi ve okuması zordu.)
11. The paint job was sloppy and uneven. (Boya işi özensiz ve eşit değildi.)
12. She cooked a sloppy meal with burnt food. (Yanmış yiyeceklerle özensiz bir yemek pişirdi.)
13. His appearance was sloppy and disheveled. (Görünümü özensiz ve dağınıktı.)
14. The presentation was sloppy and unorganized. (Sunum özensiz ve düzensizdi.)
15. He has a sloppy work ethic and always misses deadlines. (Özensiz bir çalışma etiği var ve her zaman son teslim tarihlerini kaçırır.)
16. The house was sloppy and needed cleaning. (Ev özensizdi ve temizliğe ihtiyacı vardı.)
17. The teacher gave a sloppy explanation of the lesson. (Öğretmen dersin açıklamasını özensizce yaptı.)
18. Her hair was sloppy and unkempt. (Saçları özensiz ve bakımsızdı.)
19. The employee’s work was sloppy and filled with mistakes. (Çalışanın işi özensizdi ve hatalarla doluydu.)
20. The company had sloppy record-keeping practices. (Şirketin özensiz kayıt tutma uygulamaları vardı.)

Additional Examples

21. His speech was sloppy and filled with stammers. (Konuşması özensizdi ve kekelemelerle doluydu.)
22. The artist’s painting was sloppy and lacked detail. (Sanatçının resmi özensizdi ve detaydan yoksundu.)
23. She served us a sloppy drink with ice cubes melting. (Erimekte olan buz küpleriyle özensiz bir içecek servis etti.)
24. The construction work was sloppy and resulted in a crooked wall. (İnşaat çalışması özensizdi ve çarpık bir duvarla sonuçlandı.)
25. The writer’s grammar was sloppy and full of errors. (Yazarın dilbilgisi özensizdi ve hatalarla doluydu.)
26. He made a sloppy attempt at fixing the leak. (Sızıntıyı düzeltme konusunda özensiz bir deneme yaptı.)
27. The football team’s defense was sloppy and allowed several goals. (Futbol takımının savunması özensizdi ve birkaç gol izin verdi.)
28. The student’s essay was sloppy and lacked coherence. (Öğrencinin denemesi özensizdi ve tutarlılık eksikliği gösteriyordu.)
29. She made a sloppy job of cleaning the kitchen. (Mutfak temizliği konusunda özensiz bir iş yaptı.)
30. The artist’s brush strokes were sloppy and uneven. (Sanatçının fırça darbeleri özensiz ve eşit değildi.)

Overall, “sloppy” is used to describe things or actions that are disorganized, careless, or lack attention to detail. It can refer to physical appearance, work performance, or any situation where a lack of precision is evident.