Slice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slice İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slice İle İlgili Cümleler

Slice, dilim veya dilimleme anlamına gelir. Slice, veri yapıları içindeki öğelerin bir kısmını seçmek veya kesmek için kullanılır.

1. I’ll have a slice of pizza, please. (Bir dilim pizza alabilirim lütfen.)
2. She sliced the cake into equal pieces. (Pastayı eşit parçalara böldü.)
3. Can you slice the onions thinly for me? (Soğanları ince dilimleyebilir misin?)
4. I want to slice this watermelon. (Bu karpuzu dilimlemek istiyorum.)
5. The chef sliced the beef with a sharp knife. (Aşçı, keskin bir bıçakla bifteği dilimledi.)
6. I always add a slice of lemon to my water. (Her zaman suya bir dilim limon eklerim.)
7. Would you like a slice of bread with your soup? (Çorbanın yanında bir dilim ekmek ister misiniz?)
8. He sliced through the rope with a pair of scissors. (Makasla ipi kesti.)
9. The knife isn’t sharp enough to slice through the crust. (Bıçak kabuğu kesmek için yeterince keskin değil.)
10. The machine can slice the vegetables quickly and efficiently. (Makine sebzeleri hızlı ve verimli bir şekilde dilimleyebilir.)
11. She sliced open her finger while cutting the vegetables. (Sebzeleri keserken parmağını yaraladı.)
12. He always takes a slice of cake with his tea. (Her zaman çayıyla bir dilim pasta alır.)
13. The artist sliced the canvas into pieces for her new project. (Sanatçı, yeni projesi için tuvali parçalara ayırdı.)
14. The bread is hard to slice because it’s so fresh. (Ekmek çok taze olduğu için dilimlemesi zor.)
15. Can you slice the cheese and put it on the crackers? (Peyniri dilimleyip krakerlerin üzerine koyabilir misin?)
16. He sliced his opponent’s serve with a powerful return. (Güçlü bir dönüşle rakibinin servisini kesmeyi başardı.)
17. The machine is designed to slice meat and cheese for sandwiches. (Makine sandviçler için et ve peynir dilimlemek için tasarlandı.)
18. She sliced the avocado in half and removed the pit. (Avokadoyu ikiye böldü ve çekirdeğini çıkardı.)
19. We’ll need to slice the budget in order to make the project feasible. (Proje yapılabilir hale getirmek için bütçeyi kesmek zorunda kalacağız.)
20. He sliced his finger while sharpening the knife. (Bıçağı bileştirirken parmağını kesmişti.)

21. The machine can slice potatoes into thin chips for frying. (Makine patatesleri ince cipsler halinde kızartmak için dilimleyebilir.)
22. She sliced the apples and added them to the salad. (Elmaları dilimledi ve salataya ekledi.)
23. He sliced the ham and put it on the sandwich. (Jambonu dilimledi ve sandviçin üzerine koydu.)
24. The surgeon sliced open the patient’s chest to perform the operation. (Cerrah ameliyatı yapmak için hastanın göğsünü kesip açtı.)
25. Can you slice the pineapple and put it on the skewers for the barbecue? (Ananasyı dilimleyip mangal için çöp şişlere koyabilir misin?)
26. She sliced the paper with a pair of scissors to make snowflakes. (Kar taneleri yapmak için kağıdı makasla dilimledi.)
27. The bread slicer can cut the loaf into even slices. (Ekmek dilimleyici, ekmeği eşit dilimlere keserek kesebilir.)
28. He sliced the cucumber and added it to the salad. (Salataya salatalık dilimledi ve ekledi.)
29. The company decided to slice the prices of their products to attract more customers. (Şirket, daha fazla müşteri çekmek için ürünlerinin fiyatlarını kesmeye karar verdi.)
30. She sliced the lemons and put them in the pitcher with water. (Limonları dilimledi ve su dolu sürahinin içine koydu.)