İndignant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndignant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İndignant

İndignant Türkçe anlamı: Kızgın, öfkeli, öfke içinde olan.

Örnek cümleler:

1. I was indignant when I heard the news. (Haberleri duyduğumda öfkeli oldum.)
2. He was indignant about the way he was treated. (Nasıl muamele gördüğüne dair öfkeliydi.)
3. She became indignant when she saw the mess he had made. (Yaptığı dağılığı gördüğünde öfkelenmişti.)
4. The politician was indignant about the accusations against him. (Kendisine yönelik suçlamalara karşı politikacı öfkeliydi.)
5. I’m indignant that he didn’t keep his promise. (Sözünü tutmadığına öfkeliyim.)
6. The customer was indignant about the poor service. (Zayıf hizmetten dolayı müşteri öfkeliydi.)
7. She was indignant at the unfair treatment. (Haksız muameleye karşı öfkeliydi.)
8. The athlete was indignant about losing the race. (Yarışı kaybetmenin üzüntüsüyle öfkeliydi.)
9. The teacher was indignant about the cheating scandal. (Kopya skandalına karşı öğretmen öfkeliydi.)
10. The employee was indignant about the unfair pay. (Haksız ödeme nedeniyle çalışan öfkeliydi.)
11. I’m indignant that he didn’t listen to my advice. (Tavsiyeme kulak vermediği için öfkeliyim.)
12. The animal rights activist was indignant about the mistreatment of animals. (Hayvanların kötü muamelesine karşı hayvan hakları aktivisti öfkeliydi.)
13. She was indignant about the sexist comments. (Cinsiyetçi yorumlara karşı öfkeliydi.)
14. The student was indignant about the unfair grading system. (Haksız not sistemi nedeniyle öğrenci öfkeliydi.)
15. He was indignant when he found out he was lied to. (Yalan söylendiğini öğrenince öfkeliydi.)
16. The patient was indignant about the long wait time. (Uzun bekleme süresine karşı hastası öfkeliydi.)
17. The customer was indignant about the faulty product. (Arızalı ürüne karşı müş

teri öfkeliydi.)
18. The actor was indignant about the negative reviews of his performance. (Performansına yönelik olumsuz yorumlara karşı oyuncu öfkeliydi.)

19. The worker was indignant about the unsafe working conditions. (Güvensiz çalışma koşullarına karşı işçi öfkeliydi.)
20. She was indignant when she heard about the company’s discriminatory practices. (Şirketin ayrımcı uygulamalarını duyduğunda öfkeliydi.)