Boulder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boulder İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Boulder nedir?

Boulder Türkçe karşılığı kaya parçası anlamına gelir.

1. I love to climb boulders on the weekends. (Hafta sonları kaya tırmanışı yapmayı seviyorum.)
2. The hiker stumbled over a boulder on the trail. (Yürüyüşçü yol üzerinde bir kaya parçasına takıldı.)
3. The boulder rolled down the hill and into the river. (Kaya parçası tepeye doğru yuvarlandı ve nehre düştü.)
4. Boulder City is a small town in Nevada. (Boulder City, Nevada’da küçük bir kasabadır.)
5. The boulder blocked the entrance to the cave. (Kaya parçası mağaranın girişini kapattı.)
6. The boulder was too heavy for us to move. (Kaya parçası bizim için çok ağırdı.)
7. Boulder Dash is a popular video game from the 1980s. (Boulder Dash 1980’lerden popüler bir video oyunudur.)
8. The boulder broke into several pieces when it hit the ground. (Kaya parçası yere düştüğünde birkaç parçaya ayrıldı.)
9. The boulder was covered in moss and lichen. (Kaya parçası yosun ve likenlerle kaplıydı.)
10. Climbers often use crash pads to cushion their falls when bouldering. (Tırmanıcılar, kaya tırmanışı yaparken düşmelerini yastıklamak için sık sık kapan padleri kullanırlar.)
11. The boulder field stretched for miles across the valley. (Kaya parçası alanı, vadide kilometrelerce uzanıyordu.)
12. The boulder was a natural landmark that guided travelers through the wilderness. (Kaya parçası, gezginleri vahşi doğada yönlendiren doğal bir anıttı.)
13. We had to scramble over a field of boulders to reach the summit. (Zirveye ulaşmak için bir kaya parçası alanından tırmanmak zorunda kaldık.)
14. The boulder loomed above us, casting a shadow on the forest floor. (Kaya parçası üzerimizde yükseliyordu, orman zeminine gölge düşürüyordu.)
15. The boulder was covered in graffiti and spray paint. (Kaya parçası grafiti ve sprey boya ile kaplıydı.)
16. Boulder clay is a type of sedimentary rock that forms from glacial deposits. (Kaya parçası kil, buzul tortularından oluşan bir çeşit tortul kayadır.)
17. The boulder was shaped like a heart, and couples often took pictures in front of it. (Kaya parçası kalp şeklindeydi ve çiftler genellikle önünde fotoğraf çekinirlerdi.)
18. The boulder had a smooth surface that was perfect for rock climbing. (Kaya parçasının pürüzsüz bir yüzeyi vardı, bu kaya tırmanışı için mükemmeldi.)
19. The boulder was covered in snow and ice, making it dangerous to climb.

20. The boulder rolled down the hill and narrowly missed hitting our car. (Kaya parçası tepeye doğru yuvarlandı ve arabamıza çarpmaktan son anda kurtuldu.)

Özet

Boulder kelimesi, kaya parçası anlamına gelir ve doğal oluşumlu büyük veya küçük kaya parçalarını tanımlamak için kullanılır. Bu kelime bir yer ismi olarak da kullanılabilir ve Boulder City, Nevada’da küçük bir kasabayı ifade eder. Kaya tırmanışı, yürüyüş, keşif ve turizm gibi birçok faaliyetle ilgili terimlerde kullanılabilir.