Skull İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Skull İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Skull (Kafatası) İle İlgili Cümleler

Skull kelimesi, İngilizce’de kafatası anlamına gelir. Kafatası, insan veya hayvanların beynini ve diğer iç organlarını koruyan kemik yapıdır.

  1. The archaeologist discovered a human skull buried in the sand.
    (Tarihçi, kumda gömülü bir insan kafatası keşfetti.)

  2. The skull is the part of the skeleton that encloses the brain.
    (Kafatası, beyini kaplayan iskeletin bir parçasıdır.)

  3. The criminal left behind a skull-shaped mask as a calling card.
    (Suçlu, bir işareti olarak kafatası şeklinde bir maske bıraktı.)

  4. The medical examiner used the skull to determine the cause of death.
    (Tıbbi muayene, ölüm nedenini belirlemek için kafatasını kullandı.)

  5. The skull is made up of many different bones.
    (Kafatası, birçok farklı kemikten oluşur.)

  6. The skull provides protection for the brain and sensory organs.
    (Kafatası, beyin ve duyu organları için koruma sağlar.)

  7. The museum has a collection of animal skulls on display.
    (Müze, hayvan kafataslarının sergilendiği bir koleksiyona sahiptir.)

  8. The forensic team identified the victim from dental records and skull features.
    (Adli tıp ekibi, diş kayıtları ve kafatası özellikleriyle kurbanı teşhis etti.)

  9. The skull is also known as the cranium.
    (Kafatası ayrıca kranium olarak da bilinir.)

  10. The skull is the most complex structure in the human body.
    (Kafatası, insan vücudundaki en karmaşık yapıdır.)

  11. The artist used a skull as a reference for drawing the human head.
    (Sanatçı, insan kafasını çizmek için bir kafatası kullanmıştır.)

  12. The skull can give clues about a person’s age, gender, and ethnicity.
    (Kafatası, bir kişinin yaşı, cinsiyeti ve etnik kökeni hakkında ipuçları verebilir.)

  13. The ancient civilization believed that the skull was the seat of the soul.
    (Eski medeniyetler, kafatasının ruhun koltuğu olduğuna inanırlardı.)

  14. The skull is connected to the spine through the atlanto-occipital joint.
    (Kafatası, atlanto-okipital eklem aracılığıyla omurga ile bağlantılıdır.)

  15. The skull is a common symbol in pirate lore.
    (Kafatası, korsan hikayelerinde yaygın bir semboldür.)

  16. The anthropologist studied the skull to understand human evolution.
    (Anthropolog, insan evrimini anlamak için kafatasını inceledi.)

  17. The skull is composed of the cranial and facial bones.
    (Kafatası, kranyal ve yüz kemiklerinden oluşur.)

  18. The skull is the foundation for the structure of the head and face.
    (Kafatası

  1. The skull of a newborn baby is not fully fused and contains fontanelles.
    (Yeni doğan bebeklerin kafatası tamamen kaynaşmamıştır ve fontanel adı verilen boşluklar içerir.)

  2. The artist used a skull motif in their artwork to symbolize mortality.
    (Sanatçı, ölümü simgelemek için sanatında kafatası motifini kullandı.)

Kafatası İle İlgili Türkçe Atasözleri ve Deyimler

  • “Başıboş kafatası” – anlamı, sorumsuz bir kişi.
  • “Kafatası göstermek” – anlamı, göz korkutmak, tehdit etmek.
  • “Kafası karışık” – anlamı, kafası karışmış, düşünceleri düzensiz.
  • “Kafası güzel” – anlamı, içki içmiş, sarhoş olmuş.
  • “Kafasına dank etmek” – anlamı, aniden anlamak, anlamına varmak.
  • “Kafa koparmak” – anlamı, çok çalışmak, yoğun emek sarf etmek.
  • “Kafasını kırmak” – anlamı, düşünmek, çözmek, karar vermek.
  • “Kafası rahat” – anlamı, huzurlu, stresli olmayan.
  • “Kafa tutmak” – anlamı, karşı çıkmak, meydan okumak.
  • “Kafası çalışmak” – anlamı, zeki, akıllı olmak.
  • “Kafası güzel olmak” – anlamı, keyifli bir hale gelmek.
  • “Kafası karışmak” – anlamı, kafa karışıklığına düşmek.
  • “Kafasına göre davranmak” – anlamı, kendi kararlarını kendisinin vermek.
  • “Kafası çok çalışmak” – anlamı, çok düşünmek, fazla çaba sarf etmek.
  • “Kafası kırık” – anlamı, deli, çılgın, akıl sağlığı yerinde olmayan.
  • “Kafası tıkalı” – anlamı, anlamıyor, anlam veremiyor, duymuyor gibi davranmak.
  • “Kafasına estiği gibi” – anlamı, istediği gibi, keyfine göre, kendi isteğine göre.
  • “Kafasını yormak” – anlamı, zorlayıcı bir şey üzerinde düşünmek, kafa yormak.
  • “Kafası basmak” – anlamı, anlamak, kavramak.
  • “Kafası bir karış havada” – anlamı, kafası karışık, dalgın olmak.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.