Sing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sing İle İlgili Cümleler

Anlam: Şarkı söylemek, türkü yakmak

1. I love to sing in the shower. (Duşta şarkı söylemeyi seviyorum.)
2. She has a beautiful voice and loves to sing. (O, güzel bir sesi var ve şarkı söylemeyi seviyor.)
3. He can’t sing very well, but he loves to try. (O, çok iyi şarkı söyleyemez ama denemeyi seviyor.)
4. They sing together in a choir every Sunday. (Her Pazar bir koroda birlikte şarkı söylerler.)
5. She is going to sing at the concert next week. (O, gelecek hafta konserde şarkı söyleyecek.)
6. My dad used to sing lullabies to me when I was a baby. (Babam ben bebekken bana ninniler söylerdi.)
7. The audience began to sing along with the singer. (İzleyiciler şarkıcıya eşlik etmeye başladı.)
8. He wants to sing professionally one day. (Bir gün profesyonel olarak şarkı söylemek istiyor.)
9. The birds were singing in the trees. (Kuşlar ağaçlarda şarkı söylüyorlardı.)
10. She loves to sing jazz songs. (O, caz şarkılarını söylemeyi seviyor.)
11. He wrote a song and asked his friend to sing it. (Bir şarkı yazdı ve arkadaşından onu söylemesini istedi.)
12. She has a habit of singing to herself when she’s happy. (O, mutlu olduğunda kendine şarkı söyleme alışkanlığına sahiptir.)
13. The choir will sing at the wedding ceremony. (Koro düğün töreninde şarkı söyleyecek.)
14. I can hear someone singing in the next room. (Komşu odada birinin şarkı söylediğini duyabiliyorum.)
15. She was singing a sad song that made everyone cry. (O, herkesi ağlatan hüzünlü bir şarkı söylüyordu.)
16. The children were sing at the same time. (O, aynı anda gitar çalabilir ve şarkı söyleyebilir.)
    18. The opera singer had a beautiful voice and could sing for hours. (Opera sanatçısı güzel bir sesi vardı ve saatlerce şarkı söyleyebilirdi.)
    19. The crowd began to sing the national anthem before the game started. (Kalabalık, oyun başlamadan önce milli marşı söylemeye başladı.)
    20. She was so happy that she started to sing and dance around the room. (O kadar mutluydu ki odanın etrafında şarkı söylemeye ve dans etmeye başladı.)