Signal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Signal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Signal

Signal, bir işaret veya sinyal iletilmesi için kullanılan bir terimdir.

1. I lost the signal on my phone and couldn’t make the call. (Telefonumda sinyal kaybettim ve arama yapamadım.)
2. The radio signal was too weak to pick up any stations. (Radyo sinyali, herhangi bir istasyonu almaya yetecek kadar güçlü değildi.)
3. The traffic signal turned red, so we had to stop. (Trafik ışığı kırmızıya döndü, bu yüzden durmak zorunda kaldık.)
4. The smoke signal was used to communicate with other tribes. (Duman sinyali, diğer kabilelerle iletişim kurmak için kullanıldı.)
5. The satellite signal was interrupted due to bad weather. (Uydu sinyali kötü hava nedeniyle kesildi.)
6. The alarm signal alerted the security guard to the break-in. (Alarm sinyali, güvenlik görevlisini hırsızlığa karşı uyardı.)
7. The Morse code signal was used to transmit messages over long distances. (Morse kodu sinyali, uzun mesafelerde mesaj göndermek için kullanıldı.)
8. The signal from the spacecraft confirmed the successful landing on Mars. (Uzay aracından gelen sinyal, Mars’a başarılı bir şekilde iniş yapıldığını doğruladı.)
9. The wifi signal was too weak to connect to the internet. (Wifi sinyali, internete bağlanmak için yeterince güçlü değildi.)
10. The signal on the TV was disrupted by a storm. (TV’deki sinyal bir fırtına tarafından kesildi.)
11. The smoke alarm signal warned us of a fire in the building. (Duman alarmının sinyali, binadaki bir yangından bizi uyarmıştı.)
12. The signal from the train conductor informed us that we were arriving at the next station. (Tren kondüktöründen gelen sinyal, bir sonraki istasyona geldiğimizi bildirdi.)
13. The signal on the phone line was clear, so we could hear each other well. (Telefon hattındaki sinyal netti, bu yüzden birbirimizi iyi duyabildik.)
14. The signal from the lifeguard instructed us to move further away from the shore. (Can kurtarıcının sinyali, kıyıdan daha uzağa gitmemizi söyledi.)
15. The signal from the traffic controller guided the cars through the intersection. (Trafik kontrolörünün sinyali, arabaları kavşaktan geçirdi.)
16. The GPS signal helped us navigate through the unfamiliar city. (GPS sinyali, bize tanımadığımız şehirde yol tarifi yapmamızda yardımcı oldu.)
17. The distress signal from the ship was picked up by a passing boat. (Gemi tarafından gönderilen yardım çağrısı sinyali, geçen bir tekne tarafından alındı.)
18. The signal from the weather station warned us of an approaching storm. (Hava istasyonundan gelen sinyal, yaklaşan bir f

ırtın olacağı konusunda bizi uyardı.)
19. The signal from the music player was too loud and disturbed the neighbors. (Müzik çaların sinyali çok yüksekti ve komşuları rahatsız etti.)

20. The signal for the start of the race was given by the sound of the gunshot. (Yarışın başlangıç sinyali, silah sesiyle verildi.)