Sickly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sickly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Sickly

Sickly kelimesi Türkçede “hastalıklı” anlamına gelir. Bu kelime ile ilgili örnek cümleler şu şekilde olabilir:

  1. My sister always looks sickly when she’s stressed. (Kız kardeşim stresli olduğunda her zaman hastalıklı görünür.)
  2. The sickly smell of the hospital made me feel nauseous. (Hastanenin hastalıklı kokusu midemi bulandırdı.)
  3. He has a sickly complexion and is always tired. (Hastalıklı bir cildi var ve her zaman yorgun.)
  4. The sickly child was given medicine to help him sleep. (Hastalıklı çocuğa uyuması için ilaç verildi.)
  5. Her sickly appearance worried her friends. (Hastalıklı görünümü arkadaşlarını endişelendirdi.)
  6. The sickly plant needed more sunlight and water to thrive. (Hastalıklı bitki gelişmek için daha fazla güneş ve suya ihtiyacı vardı.)
  7. The sickly cat refused to eat and was taken to the vet. (Hastalıklı kedi yemek yemeyi reddetti ve veteriner hekime götürüldü.)
  8. The sickly boy was too weak to play outside. (Hastalıklı çocuk dışarıda oynamak için çok zayıftı.)
  9. Her sickly cough made it hard for her to sleep at night. (Hastalıklı öksürüğü gece uyumasını zorlaştırdı.)
  10. The sickly dog was given medication to treat his illness. (Hastalıklı köpeğe hastalığını tedavi etmek için ilaç verildi.)
  11. The sickly smell of cigarettes filled the room. (Sigara kokusunun hastalıklı kokusu odayı doldurdu.)
  12. The sickly woman was taken to the hospital for treatment. (Hastalıklı kadın tedavi için hastaneye götürüldü.)
  13. The sickly child’s parents were worried about his health. (Hastalıklı çocuğun ebeveynleri sağlığı hakkında endişeliydi.)
  14. The sickly old man needed constant care. (Hastalıklı yaşlı adam sürekli bakıma ihtiyacı vardı.)
  15. The sickly green color of the walls made the room look uninviting. (Duvarların hastalıklı yeşil rengi odayı davetsiz görünmesine neden oldu.)
  16. The sickly smell of garbage filled the alleyway. (Çöpün hastalıklı kokusu sokak arasını doldurdu.)
  17. The sickly child had to stay home from school until he got better. (Hastalıklı çocuk daha iyi olana kadar okuldan evde kalmak zorunda kaldı.)
  18. The sickly horse was taken to the vet for treatment. (Hastalıklı at veteriner hekime tedavi için götürüldü.)
  19. The sickly yellow color of her skin worried her doctor. (Cildinin hastalıklı sarı rengi dok

torunu endişelendirdi.)
20. The sickly smell of mold filled the damp basement. (Küfün hastalıklı kokusu nemli bodrumu doldurdu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.