Shuffle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shuffle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shuffle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shuffle (verb) – to mix things up in a random or chaotic way.

1. I like to shuffle my playlist so that I can discover new songs. – Çalma listemi karıştırmayı severim, böylece yeni şarkılar keşfedebilirim.
2. He shuffled the deck of cards before dealing them out. – Kartları dağıtmadan önce karıştırdı.
3. The dancer shuffled across the stage in a comedic fashion. – Dansçı komik bir şekilde sahne boyunca sürüklendi.
4. She shuffled her feet nervously while waiting for her turn. – Sırasını beklerken sinirli bir şekilde ayaklarını sürüttü.
5. The magician shuffled the cups around to confuse the audience. – Sihirbaz kupa bardakları etrafta karıştırdı, izleyicileri şaşırtmak için.
6. He shuffled the papers on his desk in search of the important document. – Önemli belgeyi ararken masasındaki kağıtları karıştırdı.
7. The students shuffled into the classroom, still half-asleep. – Öğrenciler yarı uykulu halde sınıfa girerken sürüklendiler.
8. The music shuffled from one genre to another, keeping the crowd on their toes. – Müzik bir türden diğerine geçerek kalabalığı ayakta tuttu.
9. She shuffled through her purse, searching for her phone. – Telefonunu ararken çantasını karıştırdı.
10. The team shuffled their lineup for the next game. – Takım bir sonraki maç için kadrosunu karıştırdı.
11. The comedian shuffled his jokes around to create a better flow for his set. – Komedyen şakalarını daha iyi bir akış için karıştırdı.
12. The leaves on the ground were shuffled around by the wind. – Yerdeki yapraklar rüzgar tarafından karıştırıldı.
13. The chef shuffled the ingredients to make sure they were evenly distributed. – Şef malzemeleri karıştırdı ve eşit şekilde dağıldığından emin oldu.
14. The cards were shuffled thoroughly to prevent cheating. – Hile yapılmasını önlemek için kartlar iyice karıştırıldı.
15. She shuffled her schedule around to make time for a doctor’s appointment. – Doktor randevusu için zaman ayırmak için programını karıştırdı.
16. The queue shuffled forward as people boarded the train. – İnsanlar trene binerken sıra ileri sürüklendi.
17. The old man shuffled along with the help of his cane. – Bastonu sayesinde yaşlı adam sürünerek ilerledi.
18. The announcer shuffled the contestants on and off the stage. – Sunucu yarışmacıları sahneye çıkardı ve indirdi.
19. The snowshoe hare shuffled through the snow in search of food. – Kar tavşanı yiyecek aramak için karın içinde sürüklendi.
20. The employee shuffled the

files into alphabetical order. – Çalışan dosyaları alfabetik olarak sıralayarak karıştırdı.

Note: Some of the examples above also include phrasal verbs such as “shuffle through” and “shuffle along”. These phrasal verbs have slightly different meanings than the base verb “shuffle”, but they still involve mixing things up in some way.