Bloat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloat İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloat Nedir?

Bloat kelimesi Türkçe dilinde şişkinlik veya kabarma anlamına gelir. İngilizce dilinde ise genellikle yazılım veya web siteleri için kullanılır ve aşırı gereksiz işlevsellik veya dosya boyutu artışı anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. My computer is running slow because of all the bloatware that came pre-installed.
   (Türkçe: Bilgisayarım, önceden yüklenmiş tüm gereksiz yazılımlar nedeniyle yavaş çalışıyor.)

2. The website takes forever to load because it’s full of bloat.
   (Türkçe: Web sitesi, bloat dolu olduğu için yüklenmesi sonsuza kadar sürüyor.)

3. The new version of the software has so much bloat that it’s not worth upgrading.
   (Türkçe: Yazılımın yeni sürümü o kadar şişman ki yükseltmeye değmez.)

4. The game was fun but the bloat made it take up too much space on my hard drive.
   (Türkçe: Oyun eğlenceliydi ama bloat, sabit sürücümde çok fazla yer kapladı.)

5. The website designer didn’t realize that all the extra features were just bloat.
   (Türkçe: Web sitesi tasarımcısı, tüm ek özelliklerin sadece bloat olduğunu fark etmedi.)

6. The bloat in the software made it crash every time I tried to use it.
   (Türkçe: Yazılımdaki bloat, kullanmaya çalıştığımda her seferinde çökmesine neden oldu.)

7. The operating system update had a lot of bloat that slowed down my computer.
   (Türkçe: İşletim sistemi güncellemesi, bilgisayarımı yavaşlatan birçok bloat’a sahipti.)

8. The bloat in the code made it difficult to find and fix the errors.
   (Türkçe: Kodun bloat’ı, hataları bulmayı ve düzeltmeyi zorlaştırdı.)

9. The web page was so full of bloat that it took forever to load on my phone.
   (Türkçe: Web sayfası, telefonda yüklenmesi sonsuza kadar sürdüren çok fazla bloat’a sahipti.)

10. The bloat in the application caused it to use up all my computer’s memory.
    (Türkçe: Uygulamadaki bloat, bilgisayarımın tüm belleğini tüketmesine neden oldu.)

11. The website’s design was cluttered with unnecessary bloat.
    (Türkçe: Web sitesinin tasarımı gereksiz bloat’la doluydu.)

12. The bloat in the program made it difficult to navigate and use.
    (Türkçe: Programdaki bloat, gezinmeyi ve kullanmayı zorlaştırdı.)

13. The software was bloated with features that no one ever used.
    (Türkçe: Yazılım, hiç kimse tarafından kullanılmayan özelliklerle şişmanlamışt

14. The bloat in the application caused it to crash every time I opened it.
    (Türkçe: Uygulamadaki bloat, her açtığımda çökmesine neden oldu.)

15. The new version of the operating system has a lot of bloat that I don’t need.
    (Türkçe: İşletim sisteminin yeni sürümü, ihtiyacım olmayan çok fazla bloat’a sahip.)

16. The website’s bloat made it difficult to find the information I was looking for.
    (Türkçe: Web sitesinin bloat’ı, aradığım bilgiyi bulmayı zorlaştırdı.)

17. The bloat in the program made it take up too much space on my computer.
    (Türkçe: Programdaki bloat, bilgisayarımda çok fazla yer kaplamasına neden oldu.)

18. The software’s bloat caused it to run slowly on my old computer.
    (Türkçe: Yazılımdaki bloat, eski bilgisayarımda yavaş çalışmasına neden oldu.)

19. The website’s bloat made it difficult to navigate and use on my mobile device.
    (Türkçe: Web sitesinin bloat’ı, mobil cihazımda gezinmeyi ve kullanmayı zorlaştırdı.)

20. The program’s bloat made it difficult for me to learn how to use it.
    (Türkçe: Programdaki bloat, nasıl kullanacağımı öğrenmemi zorlaştırdı.)