Block İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Block İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Block İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: engellemek, durdurmak, blok etmek

1. I blocked the entrance with a heavy box. (Ağır bir kutu ile girişi bloke ettim.)
2. The police blocked the road to prevent traffic. (Polis trafiği önlemek için yolu kapattı.)
3. I had to block my ex on social media because it was too painful to see his posts. (Eski sevgilimi sosyal medyada bloke etmek zorunda kaldım çünkü paylaşımlarını görmek çok acı vericiydi.)
4. The bank blocked my account due to suspicious activity. (Banka şüpheli aktiviteler nedeniyle hesabımı bloke etti.)
5. The protesters blocked the entrance to the building. (Protestocular binanın girişini bloke etti.)
6. The firewall blocked the website because it was deemed unsafe. (Güvenli bulunmayan bir web sitesi olduğu için firewall tarafından bloke edildi.)
7. He tried to block out the noise by putting on headphones. (Kulaklıkları takarak gürültüyü bloke etmeye çalıştı.)
8. The company blocked the website to prevent employees from wasting time. (Çalışanların zaman kaybetmesini önlemek için şirket web sitesini bloke etti.)
9. The landlord blocked the tenant’s access to the backyard. (Ev sahibi kiracının bahçeye erişimini engelledi.)
10. The athlete was penalized for blocking the opponent. (Sporcu rakibini engellediği için cezalandırıldı.)
11. The construction workers blocked the road to do some repairs. (Tamirat yapmak için inşaat işçileri yolunu kapattı.)
12. The spam filter blocked the unwanted emails. (Istenmeyen e-mailler spam filtresi tarafından bloke edildi.)
13. The parents blocked their children from watching violent TV shows. (Ebeveynler çocuklarının şiddet içerikli TV programlarını izlemesini engelledi.)
14. The flood blocked the road and caused traffic congestion. (Sel yolu bloke etti ve trafik sıkışıklığına neden oldu.)
15. The company blocked access to certain websites on their employees’ computers. (Çalışanların bilgisayarlarından belirli web sitelerine erişimi şirket engelledi.)
16. The mountain climbers were blocked by a sudden snowstorm. (Dağcılar aniden gelen kar fırtınası tarafından engellendi.)
17. The boxer tried to block his opponent’s punches. (Bokser rakibinin yumruklarını bloke etmeye çalıştı.)
18. The government blocked the use of certain social media platforms. (Hükümet belirli sosyal medya platformlarının kullanımını engelledi.)
19. The chef used a knife to block the fish from moving while cutting it. (Şef balığı keserken hareket etmesini engellemek için bıçak kullandı.)
20. The embassy blocked the passport of the person who had overstayed their visa. (Vizesini aşan kişinin pasaportunu elçilik

block etti.)

Türkçe Anlamı: kitle, blok, parça

1. The building was constructed with concrete blocks. (Bina beton bloklarla yapıldı.)
2. The sculpture was carved out of a single block of marble. (Heykel tek bir mermer blokundan oyulmuştu.)
3. The bookshelf was made up of several wooden blocks. (Kitaplık birkaç ahşap bloktan oluşuyordu.)
4. The puzzle was made up of small blocks that fit together. (Yapboz küçük parçalardan oluşuyordu ve birleştirilebiliyordu.)
5. The artist used different colored blocks to create a mosaic. (Sanatçı farklı renkli blokları kullanarak mozaik yarattı.)
6. The toy blocks were made of plastic and could be stacked. (Oyuncak bloklar plastikten yapılmıştı ve üst üste konulabiliyordu.)
7. The chess board was made up of alternating black and white blocks. (Satranç tahtası siyah ve beyaz bloklarla sıralanmıştı.)
8. The city was divided into blocks for easier navigation. (Şehir daha kolay navigasyon için bloklara ayrılmıştı.)
9. The athlete’s training included jumping over a series of blocks. (Sporcu antrenmanında bir dizi bloğun üzerinden atlamayı içeriyordu.)
10. The children built a tower with their toy blocks. (Çocuklar oyuncak bloklarıyla bir kule inşa ettiler.)
11. The bricklayer arranged the bricks in a block pattern. (Tuğla ustası tuğlaları blok deseninde düzenledi.)
12. The computer stores data in blocks on the hard drive. (Bilgisayar verileri sabit diskte bloklar halinde depolar.)
13. The ice skater performed a figure eight around two blocks of ice. (Buz patenci iki blok buzun etrafında sekiz rakamı çizdi.)
14. The city council voted to build a new housing block. (Belediye konseyi yeni bir konut bloğu inşa etmek için oy kullandı.)
15. The butchers cut the meat into blocks for easier handling. (Kasaplar eti kolay işlemek için bloklar halinde keserler.)
16. The building had a block of apartments on the top floor. (Binanın en üst katında bir apartman bloku vardı.)
17. The factory produced large blocks of steel for construction. (Fabrika inşaat için büyük çelik blokları üretiyordu.)
18. The farmer plowed the field into blocks for crop rotation. (Çiftçi mahsul rotasyonu için tarlayı bloklara böldü.)
19. The rock climber scaled the steep block of granite. (Dağcı dik granit bloğunu tırmandı.)
20. The Lego set had blocks in different sizes and shapes. (Lego setinde farklı boyutlarda ve şekillerde bloklar vardı.)