Showy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Showy
Showy kelimesi İngilizce’de “gösterişli, süslü, çarpıcı” gibi anlamlara gelir. Aşağıda bu kelimeyi kullanarak 20 örnek cümle bulabilirsiniz:
- She arrived at the party in a showy dress. (Gösterişli bir elbiseyle partiye geldi.)
- The peacock is known for its showy feathers. (Tavus kuşu, gösterişli tüyleriyle tanınır.)
- His showy car always draws attention. (Onun gösterişli arabası her zaman ilgi çeker.)
- The performer put on a showy display of acrobatics. (Sanatçı, gösterişli bir akrobasi gösterisi sergiledi.)
- The hotel had a showy lobby with crystal chandeliers. (Otelin gösterişli bir kristal avizesi olan bir lobisi vardı.)
- The painting was a showy masterpiece. (Tablo, gösterişli bir başyapıt idi.)
- She wore showy makeup for the photoshoot. (Fotoğraf çekimi için gösterişli makyaj yaptı.)
- The building was decorated with showy ornaments. (Bina, gösterişli süslerle dekore edilmişti.)
- The fireworks display was quite showy. (Havai fişek gösterisi oldukça gösterişliydi.)
- The jewelry was very showy and expensive. (Mücevherler çok gösterişli ve pahalıydı.)
- The fashion show featured many showy outfits. (Moda gösterisi birçok gösterişli kıyafet içeriyordu.)
- His speech was filled with showy rhetoric. (Konuşması, gösterişli retorikle doluydu.)
- The garden had a showy display of flowers. (Bahçede gösterişli çiçekler sergileniyordu.)
- The restaurant had a showy menu with fancy dishes. (Restoranın gösterişli bir menüsü ve şık yemekleri vardı.)
- Her personality was too showy for my taste. (Kişiliği benim zevkime göre çok gösterişliydi.)
- The actress wore a showy necklace on the red carpet. (Oyuncu, kırmızı halıda gösterişli bir kolye taktı.)
- The showy art exhibit attracted a lot of visitors. (Gösterişli sanat sergisi birçok ziyaretçiyi çekti.)
- His showy behavior made him unpopular with his colleagues. (Gösterişli davranışları, meslektaşları tarafından sevilmemesine neden oldu.)
- The festival had a showy parade with colorful floats. (Festival, renkli gösterişli geçit töreniyle kutlandı.)
- The book had a showy cover with lots of glitter and sparkles. (Kitabın kapak tasarımı, birçok ışıltı ve parıltıyla gösterişliydi.)
- The bride wore a showy wedding dress with a long train. (Gelin, uzun bir kuyruklu gösterişli bir gelinlik giydi.)
- The mansion had a showy interior with ornate furnishings. (Malikane, işlemeli mobilyalarla gösterişli bir iç mekana sahipti.)
- The singer’s showy performance was a hit with the audience. (Şarkıcının gösterişli performansı izleyicilerin beğenisini kazandı.)
- The flashy car was too showy for his taste. (Parlak arabası, onun zevkine göre çok gösterişliydi.)
- The politician’s showy promises were not kept. (Politikacının gösterişli vaatleri tutulmadı.)
- The jewelry store had a showy display of diamonds and gemstones. (Mücevher dükkanı, elmas ve değerli taşların gösterişli bir sergisine sahipti.)
- The showy butterfly landed on the flower. (Gösterişli kelebek çiçeğe kondu.)
- The stage design was very showy with elaborate props. (Sahne tasarımı, karmaşık malzemelerle çok gösterişliydi.)
- The mansion’s showy entrance was guarded by security. (Malikanenin gösterişli girişi güvenlik tarafından korunuyordu.)
- The event had a showy fireworks finale. (Etkinlik, gösterişli bir havai fişek finaliyle sona erdi.)
Hemen Yorum Yaz