Blind İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blind İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blind

Blind, Türkçe’de “kör” anlamına gelir. İşte, İngilizce cümle içinde kullanımı için 20 örnek:

  1. The blind man walked with his guide dog. (Kör adam rehber köpeği ile yürüdü.)
  2. She has been blind since birth. (O doğuştan beri kör.)
  3. He hit the nail blindly with the hammer. (Çekiçle çiviyi göz kararı çaktı.)
  4. The company is going in blind on this investment. (Şirket bu yatırıma gözü kapalı giriyor.)
  5. The bat uses blind echolocation to navigate. (Yarasa, hareket etmek için kör bir biçimde ekolokasyon kullanır.)
  6. They played a blind game of chess. (Satrançta kör oynadılar.)
  7. She was blinded by the bright lights. (Parlak ışıklar onu kör etti.)
  8. The witness was blind to the crime. (Tanık suça kör idi.)
  9. He took a blind guess at the answer. (Cevabı kör bir tahminle buldu.)
  10. The pilot landed the plane blindly in the fog. (Pilot sisli havada kör bir şekilde uçağı indirdi.)
  11. The artist was blind to the criticism of his work. (Sanatçı, eserinin eleştirilerine kör idi.)
  12. She wears blinders on her horse to keep it focused. (Atını odaklanması için gözlük takar.)
  13. He hit the dartboard blindfolded. (Gözleri bağlıyken dart tahtasını vurdu.)
  14. The company made a blind decision to move the factory overseas. (Şirket, fabrikayı yurt dışına taşımak için kör bir karar aldı.)
  15. The blind date was a disaster. (Kör randevu felaket oldu.)
  16. The artist painted the portrait blindly without a model. (Sanatçı, model olmadan portresini kör bir şekilde boyadı.)
  17. The child was blind to the dangers of playing with fire. (Çocuk ateşle oynamanın tehlikesine kör idi.)
  18. The driver was blinded by the oncoming headlights. (Sürücü, karşıdan gelen farlardan kör oldu.)
  19. The fortune teller read his palm blindly. (Falcı, kör bir şekilde el falını okudu.)
  20. The company entered the market blindly without doing any research. (Şirket, hiçbir araştırma yapmadan piyasaya kör bir şekilde girdi.)

Blind (devam)

  1. He had to take a blind shot in the dark to find the solution. (Çözümü bulmak için karanlıkta kör bir atış yapmak zorunda kaldı.)
  2. The hiker was blinded by the bright sunlight reflecting off the snow. (Dağcı, kar üzerinde yansıyan parlak güneş ışığından kör oldu.)
  3. The computer programmer typed the code blindly without checking it first. (Bilgisayar programcısı, kodu önce kontrol etmeden kör bir şekilde yazdı.)
  4. The blindfolded man tried to guess who touched him. (Gözleri bağlı adam, kendisine kim dokunduğunu tahmin etmeye çalıştı.)
  5. The explorer walked blindly through the dense jungle. (Kaşif, yoğun ormanın içinde kör bir şekilde yürüdü.)
  6. She was blind to the fact that her actions were causing harm. (O, eylemlerinin zarar verdiği gerçeğine kör idi.)
  7. The teacher taught the lesson blindly without any visual aids. (Öğretmen, hiçbir görsel yardım olmadan kör bir şekilde ders verdi.)
  8. The archer shot the arrow blindly into the air. (Okçu, oku kör bir şekilde havaya attı.)
  9. The spy made a blind drop of the secret documents. (Casus, gizli belgeleri kör bir şekilde bıraktı.)
  10. The blind curve in the road caused many accidents. (Yoldaki kör viraj birçok kaza nedeni oldu.)

Bu örnek cümlelerde “blind” kelimesi, sadece kör olmakla sınırlı değil, aynı zamanda karanlıkta, deneyimsizce ya da dikkatsizce yapılan işleri de ifade ediyor.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.