Shiver İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shiver İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shiver:

Shiver, üşümek, titremek anlamına gelir.

  1. I shiver when it’s cold outside. (Dışarısı soğuk olduğunda üşürüm.)
  2. The little puppy shivered in the rain. (Küçük yavru köpek yağmurda titredi.)
  3. She shivered with fear as she heard footsteps approaching. (Ayak seslerinin yaklaştığını duyduğunda korkudan ürperdi.)
  4. He shivered with excitement when he saw the rollercoaster. (Lunaparktaki treni gördüğünde heyecandan ürperdi.)
  5. The old man shivered as he stepped out into the cold morning air. (Yaşlı adam, soğuk sabah havasına çıktığında titredi.)
  6. She shivered with delight when she tasted the cake. (Kekin tadına baktığında zevkten ürperdi.)
  7. The athlete shivered with exhaustion after the marathon. (Maratondan sonra yorgunluktan ürperdi.)
  8. The leaves on the tree shivered in the wind. (Ağaçtaki yapraklar rüzgarda ürperdi.)
  9. I shivered with nervousness before my big speech. (Büyük konuşmamdan önce heyecandan ürperdim.)
  10. The child shivered with anticipation on Christmas morning. (Çocuk, Noel sabahı heyecanla ürperdi.)
  11. The cold water made me shiver. (Soğuk su beni üşüttü.)
  12. She shivered with disbelief when she heard the news. (Haberleri duyduğunda inanamadığından ürperdi.)
  13. He shivered with excitement at the thought of going on vacation. (Tatil yapma düşüncesiyle heyecandan ürperdi.)
  14. The sound of nails on a chalkboard made her shiver. (Tahtada çivi sesi, onu üşüttü.)
  15. The little girl shivered in her thin coat. (Küçük kız, ince ceketiyle üşüdü.)
  16. The eerie music made me shiver. (Gizemli müzik beni ürpertti.)
  17. The thought of spiders makes me shiver. (Örümcek düşüncesi beni ürpertir.)
  18. He shivered with joy when he saw his newborn baby. (Yenidoğan bebeğini gördüğünde sevinçten ürperdi.)
  19. The horror movie made everyone in the theater shiver. (Korku filmindeki herkes ürperdi.)
  20. The cold wind made the flowers shiver in the garden. (Soğuk rüzgar, bahçedeki çiçekleri üşüttü.)
  1. I couldn’t help but shiver when I saw the ghostly figure in the old house. (Eski evdeki hayalet gibi duran şekli görünce ürkmekten kendimi alamadım.)
  2. The sight of blood made her shiver. (Kan görünce ürperdi.)
  3. The icy water made him shiver uncontrollably. (Buzlu su, onu kontrol edemeyeceği şekilde üşüttü.)
  4. She shivered with sadness when she heard the news of her friend’s passing. (Arkadaşının öldüğü haberini duyduğunda üzüntüden ürperdi.)
  5. The eerie silence in the abandoned house made us all shiver. (Terkedilmiş evdeki gizemli sessizlik hepimizi ürpertti.)
  6. The chilly wind made me shiver in my jacket. (Hırkamda bile üşütmeme sebep olan serin rüzgar ürpermeme neden oldu.)
  7. The anticipation of the scary movie made her shiver with excitement. (Korku filmini izleyecek olmanın heyecanıyla ürperdi.)
  8. The shiver that ran down my spine at the sound of thunder was intense. (Gök gürültüsü sesiyle tüylerimin ürpermesi yoğundu.)
  9. The unexpected phone call from her ex made her shiver with anxiety. (Eski sevgilisinden beklenmedik telefonla heyecandan ürperdi.)
  10. The sight of the roller coaster made him shiver with anticipation. (Treni görmek heyecanla ürpermelerine sebep oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.