Shallowness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shallowness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Shallowness: Sığlık, yüzeysellik

  1. She was disappointed by the shallowness of the conversation. (Konuşmanın yüzeyselliğinden hayal kırıklığına uğradı.)
  2. The movie was criticized for its shallowness. (Film, sığlığı nedeniyle eleştirildi.)
  3. His shallowness became apparent when he refused to listen to other opinions. (Başka görüşleri dinlemeyi reddettiğinde sığlığı ortaya çıktı.)
  4. The shallowness of the pool made it unsafe for diving. (Havuzun sığlığı dalış için güvensiz hale getirdi.)
  5. Her shallowness was a result of her obsession with appearances. (Sığlığı, görünüşlerle olan takıntısından kaynaklandı.)
  6. He was criticized for his shallowness in relationships. (İlişkilerdeki yüzeyselliği nedeniyle eleştirildi.)
  7. The book’s shallowness was disappointing, considering the author’s reputation. (Yazarın ünü göz önüne alındığında kitabın sığlığı hayal kırıklığı yarattı.)
  8. His shallowness of character made it difficult for others to trust him. (Karakterinin sığlığı, başkalarının ona güvenmesini zorlaştırdı.)
  9. The shallowness of the river made it easy to cross. (Nehrin sığlığı geçmeyi kolaylaştırdı.)
  10. Her shallowness was evident in her lack of interest in anything beyond material possessions. (Sığlığı, maddi şeylerin ötesinde hiçbir şeye ilgi göstermemesiyle belirgin hale geldi.)
  11. The shallowness of his arguments was exposed during the debate. (Tartışma sırasında argümanlarının sığlığı ortaya çıktı.)
  12. His shallowness was a result of his lack of life experience. (Sığlığı, yaşam deneyimi eksikliğinden kaynaklandı.)
  13. The shallowness of the water meant that swimming was not allowed. (Su sığ olduğu için yüzme izin verilmedi.)
  14. Her shallowness was a reflection of her fear of vulnerability. (Sığlığı, savunmasızlıktan korkmasının bir yansımasıydı.)
  15. The shallowness of his knowledge on the subject was evident in his speech. (Konudaki bilgi yetersizliği, konuşmasında açıkça görüldü.)
  16. The shallowness of the container made it unsuitable for storing liquids. (Kapak sığ olduğundan sıvıları saklamak için uygun değildi.)
  17. His shallowness was a result of his focus on superficial things. (Sığlığı, yüzeysel şeylere odaklanmasından kaynaklandı.)
  18. The shallowness of the pool meant that it was only suitable for wading. (Havuzun sığ olması, sadece çamaşır yıkamak için uygun olduğu anlamına geliyordu.)
  19. Her shallowness was a result of her narrow

focus on herself and her own interests. (Sığlığı, sadece kendisi ve kendi çıkarlarına odaklanmasından kaynaklandı.)
20. The shallowness of their relationship was evident in their lack of emotional connection. (İlişkilerinin sığlığı, duygusal bağlantılarının eksikliğiyle belirginleşti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.