Scorch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scorch İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scorch

Scorch kelimesinin Türkçe anlamı: yakmak, yanmak, kavurmak, küle çevirmek.

1. The sun’s rays scorched his skin. (Güneş ışınları onun cildini yaktı.)
2. The fire scorched the trees. (Yangın ağaçları yaktı.)
3. The heat was so intense it scorched the ground. (Sıcaklık o kadar yoğundu ki toprağı kavurdu.)
4. The frying pan scorched the meat. (Kızartma tenceresi eti kavurdu.)
5. The desert sun scorched the sand. (Çöl güneşi kumu kavurdu.)
6. The flame scorched the curtains. (Alev perdeleri yaktı.)
7. The oven scorched the bread. (Fırın ekmeği kavurdu.)
8. The iron scorched the shirt. (Ütü gömleği yaktı.)
9. The hot oil scorched his hand. (Sıcak yağ elini yaktı.)
10. The volcanic ash scorched the landscape. (Volkanik kül manzarayı kül etti.)
11. The sun scorched the grass in the park. (Güneş parktaki çimi kavurdu.)
12. The hot iron scorched the tablecloth. (Sıcak ütü masa örtüsünü yaktı.)
13. The flames scorched the ceiling. (Alevler tavanı yaktı.)
14. The heat scorched the air. (Sıcaklık havayı kavurdu.)
15. The hot summer sun scorched the pavement. (Sıcak yaz güneşi kaldırımı kavurdu.)
16. The hot coffee scorched his tongue. (Sıcak kahve dilini yaktı.)
17. The hot pan scorched the countertop. (Sıcak tava tezgahı kavurdu.)
18. The candle scorched the table. (Mum masayı yaktı.)
19. The sun scorched the roof tiles. (Güneş çatı kiremitlerini kavurdu.)
20. The hot iron scorched the carpet. (Sıcak ütü halıyı yaktı.)

More Examples:

21. The dragon’s breath scorched the knight’s shield. (Ejderhanın nefesi şövalyenin kalkanını kavurdu.)
22. The hot sand scorched her bare feet. (Sıcak kum çıplak ayaklarını kavurdu.)
23. The intense heat scorched the metal. (Yoğun sıcaklık metali kavurdu.)
24. The scorching heat made it hard to breathe. (Kavurucu sıcaklık nefes almaya zorlaştırdı.)
25. The sun scorched the paint on the car. (Güneş arabada bulunan boyayı yaktı.)
26. The scorching hot shower burnt his skin. (Aşırı sıcak duş cildini yaktı.)
27. The fire scorched the building, leaving nothing but ashes. (Yangın binayı yakarak sadece küle çevirdi.)
28. The scorching hot sand dunes stretched as far as the eye could see. (Aşırı sıcak kum tepeleri gözün görebileceği kadar uzandı.)
29. The scorching sun beat down on the hikers as they climbed the mountain. (Dağa tırmanırken kavrulan güneş gezginlerin üzerine çöktü.)
30. The scorching flames melted the plastic. (Alevler plastikleri eritti.)

Scorch kelimesi, yakma veya yanma anlamlarıyla sıklıkla kullanılan bir fiildir. Yangın, sıcak hava veya güneş ışınları gibi nedenlerle bir şeyin yüzeyini veya içeriğini yakmak veya kavurmak anlamlarında kullanılabilir.