İmposing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmposing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Imposing Nedir?

İmposing, zorlayıcı, baskın veya etkileyici anlamlarına gelir. Bir kişi veya şeyin güçlü ve etkileyici görünmesi için kullanılabilir.

Örnek Cümleler:

  1. The imposing skyscraper dominated the skyline. (Etkileyici gökdelen silueti hâkimdi.)
  2. The king’s imposing presence made everyone nervous. (Kralın baskın varlığı herkesi sinirlendirdi.)
  3. The imposing mountain range loomed in the distance. (Uzaktaki etkileyici dağ silsilesi belirdi.)
  4. The imposing coach intimidated the young players. (Baskın antrenör, genç oyuncuları korkuttu.)
  5. The imposing castle was a symbol of power and wealth. (Etkileyici şato, güç ve zenginliğin simgesiydi.)
  6. Her imposing demeanor commanded respect from her colleagues. (Onun baskın tutumu, meslektaşlarından saygı görmesini sağladı.)
  7. The imposing judge gave a stern warning to the defendant. (Baskın hakim, sanığa sert bir uyarıda bulundu.)
  8. The imposing statue towered over the square. (Etkileyici heykel meydana hâkimdi.)
  9. The imposing mansion was the envy of the town. (Etkileyici malikane, kasabanın kıskançlığını kazandı.)
  10. The imposing voice of the opera singer filled the auditorium. (Opera şarkıcısının etkileyici sesi salonu doldurdu.)
  11. The imposing guard at the entrance stopped anyone without proper identification. (Girişteki baskın görevli, uygun kimlik olmadan kimseyi içeri almadı.)
  12. The imposing nature of the task made him hesitant to start. (Görevin etkileyiciliği onu başlamadan önce tereddüt ettirdi.)
  13. The imposing warship sailed into the harbor, ready for battle. (Etkileyici savaş gemisi limana girdi, savaşa hazırdı.)
  14. The imposing facade of the building hid a dark secret. (Bina cephesinin etkileyici görünümü, karanlık bir sırrı sakladı.)
  15. The imposing CEO commanded the respect of all his employees. (Baskın CEO, tüm çalışanların saygısını kazandı.)
  16. The imposing cliff made the hikers feel small and insignificant. (Etkileyici uçurum, yürüyüşçülerin küçük ve önemsiz hissetmelerine neden oldu.)
  17. The imposing artwork left a lasting impression on the viewers. (Etkileyici sanat eseri, izleyiciler üzerinde kalıcı bir etki bıraktı.)
  18. The imposing lecture hall was filled to capacity. (Etkileyici derslik tamamen doluydu.)
  19. The imposing athlete dominated the competition. (Baskın sporcu, yarışmada hâkim oldu.)
  20. The imposing price tag made her think twice about buying the designer dress. (Etkileyici fiyat etiketi, tasarımcı elbisesini satın almad

ığından iki kez düşünmesine neden oldu.)

Türkçe Karşılıklar:

  1. etkileyici
  2. baskın
  3. tehditkâr
  4. korkutucu
  5. gösterişli
  6. hâkimiyet kurma
  7. ciddi
  8. yükselen
  9. kıskandıran
  10. büyüleyici
  11. engelleyici
  12. tereddüt ettiren
  13. hazır
  14. saklayan
  15. saygı gören
  16. önemsiz hissettiren
  17. kalıcı etki bırakan
  18. dolu
  19. hâkim olan
  20. düşündüren

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.