Schmuck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Schmuck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Schmuck Nedir?

Schmuck, İngilizce kökenli bir argo kelime olup, Türkçe’de “süs eşyası” veya “ahmak” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She wore a beautiful schmuck around her neck. (Boynunda güzel bir süs eşyası takıyordu.)
2. Don’t be such a schmuck and believe everything you hear. (Ahmak gibi davranma ve duyduğun her şeye inanma.)
3. He spent a fortune on that schmuck. (O süs eşyasına bir servet harcadı.)
4. She thought the schmuck he gave her was tacky. (Ona verdiği süs eşyasını sıkıcı buldu.)
5. He’s a real schmuck for cheating on his girlfriend. (Kız arkadaşını aldattığı için gerçek bir ahmak.)
6. She loved wearing all kinds of schmuck. (Her türlü süs eşyasını takmaktan hoşlanıyordu.)
7. He’s just a schmuck who doesn’t know anything about the subject. (Konu hakkında hiçbir şey bilmeyen sıradan biri.)
8. That schmuck tried to sell me a broken watch. (O ahmak, bana bozuk bir saat satmaya çalıştı.)
9. She was disappointed with the schmuck he gave her as a gift. (Hediye olarak verdiği süs eşyasından hayal kırıklığına uğradı.)
10. He’s such a schmuck that he forgot his own anniversary. (Kendisinin bile unuttuğu kadar ahmak.)
11. She couldn’t resist buying that expensive schmuck. (O pahalı süs eşyasını satın almaya karşı koyamadı.)
12. Don’t be a schmuck and fall for that scam. (O dolandırıcılığa inanarak ahmaklık yapma.)
13. The schmuck he was wearing clashed with his outfit. (Giysisiyle uymayan bir süs eşyası takıyordu.)
14. She thought the schmuck he gave her was too flashy. (Ona verdiği süs eşyasının çok gösterişli olduğunu düşündü.)
15. He’s a schmuck for not apologizing for what he did. (Yaptığı şey için özür dilemeyen bir ahmak.)
16. She has a collection of unique schmuck from all over the world. (Dünya genelinden eşsiz süs eşyaları koleksiyonu var.)
17. He’s always trying to impress people with his schmuck. (Süs eşyalarıyla insanları etkilemeye çalışıyor.)
18. She didn’t like the schmuck he gave her because it was too cheap. (Ona verdiği süs eşyasını ucuz olduğu için sevmedi.)
19. He’s a schmuck for not realizing how much he hurt her. (Onu ne kadar incittiğinin farkında olmayan bir ahmak.)
20. She had to return the schmuck he gave her because it didn’t fit

her properly. (Ona verdiği süs eşyasını geri vermek zorunda kaldı çünkü uygun şekilde oturmuyordu.)