Scavenge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scavenge İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scavenge (Türkçe anlamı: Çöp Toplama, Artıkları Toplama)

1. We decided to scavenge for firewood in the nearby forest. (Yakıt toplamak için yakındaki ormana gitmeye karar verdik.)
2. The homeless man scavenged through the garbage cans for food. (Evsiz adam yiyecek için çöp kutularına bakındı.)
3. Vultures scavenged the remains of the dead animal. (Akbabalar ölü hayvanın kalıntılarını temizledi.)
4. The crew scavenged for supplies after the shipwreck. (Mürettebat, gemi kazasından sonra malzeme aramak için dolaştı.)
5. The survivors scavenged the area for shelter and food. (Hayatta kalanlar, barınak ve yiyecek aramak için bölgeyi taradı.)
6. The refugees scavenged for scraps of clothing and blankets. (Mülteciler, giysi parçaları ve battaniye aramak için toplandı.)
7. The children scavenged the beach for seashells. (Çocuklar, deniz kabukları aramak için plajda dolaştı.)
8. The rats scavenged the garbage dump for food. (Sıçanlar, yiyecek için çöp sahasında gezindi.)
9. The soldiers scavenged the abandoned town for weapons and ammunition. (Askerler, terk edilmiş kasabada silah ve cephane aramak için dolaştı.)
10. The team scavenged the wrecked cars for spare parts. (Takım, yedek parça için hurdaya çıkmış arabaları aramak için toplandı.)
11. The survivors scavenged the abandoned buildings for supplies. (Hayatta kalanlar, malzeme aramak için terk edilmiş binaları taradı.)
12. The animals scavenged the forest floor for fallen fruits. (Hayvanlar, düşmüş meyveler için orman zemininde gezindi.)
13. The hunters scavenged for edible plants in the wilderness. (Avcılar, yabani bitkiler için vahşi doğada gezindi.)
14. The archaeologists scavenged the ruins for artifacts. (Arkeologlar, eserler için kalıntıları aramak için dolaştı.)
15. The survivors scavenged the wreckage for usable items. (Hayatta kalanlar, kullanılabilir eşyalar için enkazı taradı.)
16. The scavenger birds quickly descended upon the dead animal. (Leşçil kuşlar hızla ölü hayvana indi.)
17. The scavenger hunt was a popular game at the birthday party. (Çöp avı doğum günü partisinde popüler bir oyundu.)
18. The workers were hired to scavenge the construction site for leftover materials. (İnşaat alanında artık malzemeler için işçi kiralandı.)
19. The pirates scavenged the abandoned ship for valuable goods. (Korsanlar, değerli mallar için terk edilmiş gemiyi dolaştı.)
20. The scavenging process helped to reduce waste and recycle materials. (Çöp to

21. During the war, people had to scavenge for basic necessities like food and water. (Savaş sırasında, insanlar gıda ve su gibi temel ihtiyaçlar için toplamak zorunda kaldılar.)
22. The ant colony scavenged for food and brought it back to their nest. (Karınca kolonisi yiyecek aramak için dolaştı ve yuvalarına geri getirdi.)
23. The archaeologists scoured the site, scavenging for any clues about the ancient civilization. (Arkeologlar antik medeniyet hakkında ipuçları için siteyi taradılar.)
24. The survivors had to scavenge for medical supplies to treat their injuries. (Hayatta kalanlar, yaralanmalarını tedavi etmek için tıbbi malzeme toplamak zorunda kaldılar.)
25. The vultures scavenged the battlefield after the war had ended. (Akbabalar, savaşın bittiği yerde savaş alanını temizledi.)
26. The homeless man was forced to scavenge for shelter during the winter months. (Evli olmayan adam kış aylarında barınak aramak zorunda kaldı.)
27. The children enjoyed scavenging for treasures during the backyard scavenger hunt. (Çocuklar arka bahçe çöp avında hazineleri aramaktan zevk aldılar.)
28. The city implemented a new program to scavenge recyclable materials from the trash. (Şehir, çöpten geri dönüştürülebilir malzemeleri toplamak için yeni bir program uyguladı.)
29. The scavenging behavior of the hyenas helped to maintain the ecological balance in the savannah. (Sırtlanların çöp toplama davranışı savanda ekolojik dengeyi korumaya yardımcı oldu.)
30. The scavenger fish cleaned the aquarium by feeding on the leftover food and waste. (Leşçil balıklar, kalan yem ve atıkları tüketerek akvaryumu temizledi.)