İmperturbable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmperturbable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmperturbable Nedir?

İmperturbable kelimesi, duygusal olarak sarsılmaz, sakin ve kararlı anlamına gelir. İnsanlar için genellikle özgüvenli ve güçlü bir kişiliğe sahip olmakla ilişkilendirilir.

Örnek Cümleler:

  1. Despite the chaos around her, she remained imperturbable. (Çevresindeki kaosa rağmen, sakin kaldı.)
  2. His imperturbable demeanor made it difficult to tell if he was angry or not. (Sakin tavırları, öfkeli mi yoksa değil mi anlamak zorlaştırdı.)
  3. The imperturbable teacher calmly dealt with the disruptive student. (Sakin öğretmen, rahatsız edici öğrenciyle sakin bir şekilde başa çıktı.)
  4. The captain’s imperturbable leadership inspired confidence in his crew. (Kaptanın sakin liderliği, mürettebatında güven duygusu uyandırdı.)
  5. In the face of danger, the soldier remained imperturbable. (Tehdit karşısında asker sakin kaldı.)
  6. Despite the difficult situation, she maintained her imperturbable composure. (Zor duruma rağmen, sakin duruşunu korudu.)
  7. His imperturbable attitude helped him succeed in high-pressure situations. (Sakin tutumu, yüksek baskı altında başarılı olmasına yardımcı oldu.)
  8. The imperturbable businessman remained calm during negotiations. (Sakin iş adamı, müzakereler sırasında sakin kaldı.)
  9. The imperturbable doctor handled the emergency with ease. (Sakin doktor, acil durumu kolayca yönetti.)
  10. Her imperturbable nature made her a great candidate for a crisis management job. (Sakin doğası, kriz yönetimi işi için harika bir aday yaptı.)
  11. The imperturbable athlete remained focused despite the distractions. (Sakin atlet, dikkat dağıtıcı unsurlara rağmen odaklandı.)
  12. His imperturbable character made him a great leader in times of crisis. (Sakin karakteri, kriz zamanlarında harika bir lider yaptı.)
  13. The imperturbable pilot landed the plane safely despite the turbulence. (Sakin pilot, türbülansa rağmen uçağı güvenli bir şekilde indirdi.)
  14. Despite the criticism, the artist remained imperturbable and continued to create. (Eleştirilere rağmen, sanatçı sakin kaldı ve yaratmaya devam etti.)
  15. His imperturbable personality made him an excellent mediator in disputes. (Sakin kişiliği, anlaşmazlıklarda mükemmel bir arabulucu yaptı.)
  16. The imperturbable diplomat remained calm during the tense negotiations. (Sakin diplomat, gergin müzakereler sırasında sakin kaldı.)
  17. Despite the setbacks, the imperturbable entrepreneur remained determined to succeed. (Engellere rağmen, sakin girişimci başarılı olmak için kararlı
  1. The imperturbable police officer maintained his cool during the dangerous situation. (Sakin polis memuru, tehlikeli durumda sakinliğini korudu.)
  2. Her imperturbable demeanor made her a great fit for the stressful job of an air traffic controller. (Sakin tavırları, hava trafik kontrolörü gibi stresli bir iş için harika bir uyum sağladı.)
  3. The imperturbable judge remained impartial throughout the trial. (Sakin hakim, davayı boyunca tarafsız kaldı.)

(Türkçe anlamlar parantez içinde verilmiştir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.