Scandalous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scandalous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scandalous

Scandalous, Türkçe’de “skandal” anlamına gelir. Bir olayın ya da bir kişinin davranışının toplumda büyük bir tepki yaratması ve ahlaki normları ihlal etmesi durumunda kullanılır.

  1. The politician’s scandalous behavior caused a media frenzy. (Politikacının skandal davranışları medyada büyük yankı uyandırdı.)
  2. The singer’s scandalous outfit was the talk of the town. (Şarkıcının skandal kıyafeti, kasabanın konusu oldu.)
  3. The company’s scandalous practices were exposed by a whistleblower. (Şirketin skandal nitelikli uygulamaları bir içeriden ifşa edildi.)
  4. The scandalous affair between the CEO and his assistant led to his resignation. (CEO ve asistanı arasındaki skandal aşk ilişkisi, istifasına yol açtı.)
  5. The movie was deemed scandalous due to its explicit content. (Filmin açık sahneleri nedeniyle skandal nitelikte olduğu düşünüldü.)
  6. The politician’s scandalous past came back to haunt him during the election. (Politikacının skandal geçmişi seçim döneminde kendisini tekrar buldu.)
  7. The actress’ scandalous behavior was caught on camera. (Aktrisin skandal nitelikteki davranışları kameraya yansıdı.)
  8. The company’s scandalous cover-up attempt failed miserably. (Şirketin skandal örtbas girişimi başarısızlıkla sonuçlandı.)
  9. The novel was banned due to its scandalous themes. (Romanın skandal nitelikteki konuları nedeniyle yasaklandı.)
  10. The scandalous rumor about the celebrity turned out to be false. (Ünlü hakkındaki skandal söylenti, asılsız olduğu ortaya çıktı.)
  11. The athlete’s scandalous doping scandal tarnished his reputation. (Sporcu, skandal nitelikteki doping skandalıyla itibarını zedeledi.)
  12. The teacher’s scandalous affair with a student resulted in his termination. (Öğretmenin öğrencisiyle skandal bir ilişkisi, işten çıkarılmasına neden oldu.)
  13. The politician’s scandalous comments were widely criticized. (Politikacının skandal nitelikteki açıklamaları geniş çapta eleştirildi.)
  14. The artist’s scandalous artwork was deemed too controversial for public display. (Sanatçının skandal nitelikteki eseri, halka açık sergileme için çok tartışmalı bulundu.)
  15. The scandalous revelation about the CEO’s embezzlement shocked the entire company. (CEO’nun zimmetine para geçirme skandalıyla ilgili ortaya çıkan gerçek, tüm şirketi şok etti.)
  16. The scandalous photos of the celebrity leaked online. (Ünlünün skandal nitelikteki fotoğrafları internete sızdı.)
  17. The company’s scandalous use of child labor sparked public outrage. (Şirk

etin

  1. The politician’s scandalous affair with a foreign diplomat caused a diplomatic crisis. (Politikacının yabancı bir diplomatla skandal bir ilişkisi, diplomatik bir krize neden oldu.)
  2. The scandalous behavior of the celebrity’s entourage led to their expulsion from the hotel. (Ünlünün çevresinin skandal nitelikteki davranışları, otelden kovulmalarına yol açtı.)
  3. The scandalous news of the company’s bankruptcy spread like wildfire. (Şirketin iflas haberleri skandal nitelikte olduğu için hızla yayıldı.)

Overall, scandalous behavior or events can cause a lot of negative attention and repercussions, and can often damage a person’s reputation or a company’s standing in the public eye.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.