İmpediment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İmpediment İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Impediment (engel, mani)

  1. My fear of public speaking is a significant impediment to my career progression. (Kariyerimde ilerlemek için önemli bir engel olan halka açık konuşma korkum var.)
  2. The lack of funds is an impediment to starting my own business. (Kendi işimi kurmama engel olan fon eksikliği var.)
  3. His hearing impairment was an impediment to his communication skills. (İletişim becerilerine engel olan işitme engeli vardı.)
  4. The heavy rain created an impediment for the marathon runners. (Yoğun yağmur maraton koşucuları için bir engel oluşturdu.)
  5. The language barrier can be an impediment to international trade. (Dil engeli uluslararası ticaret için bir engel olabilir.)
  6. The old and outdated computer system is an impediment to efficient work. (Eski ve güncelliğini yitirmiş bilgisayar sistemi etkili çalışmaya engel teşkil ediyor.)
  7. Her lack of confidence is an impediment to her social life. (Sosyal hayatına engel olan özgüven eksikliği var.)
  8. The lack of transportation is an impediment to rural development. (Kırsal kalkınmaya engel olan ulaşım eksikliği var.)
  9. The company’s strict policies are an impediment to innovation. (Şirketin sıkı politikaları yenilik için bir engel teşkil ediyor.)
  10. His physical disability is an impediment to participating in certain sports. (Fiziksel engeli bazı sporlara katılımına engel teşkil ediyor.)
  11. The lack of resources is an impediment to completing the project on time. (Projenin zamanında tamamlanmasına engel olan kaynak eksikliği var.)
  12. The noise from the construction site is an impediment to concentration. (İnşaat alanından gelen gürültü konsantrasyona engel teşkil ediyor.)
  13. Her busy schedule is an impediment to spending time with her family. (Ailesiyle zaman geçirmeye engel olan yoğun programı var.)
  14. The lack of proper training is an impediment to job performance. (İş performansına engel olan uygun eğitim eksikliği var.)
  15. His laziness is an impediment to achieving his goals. (Hedeflerine ulaşmasına engel olan tembelliği var.)
  16. The language impediment made it difficult for them to communicate effectively. (Dil engeli onların etkili iletişim kurmasını zorlaştırdı.)
  17. The absence of key personnel is an impediment to the company’s growth. (Ana personelin eksikliği şirketin büyümesine engel teşkil ediyor.)
  18. The broken elevator is an impediment to access for people with disabilities. (Bozuk asansör, engelli insanlar için erişimi zorlaştırıyor.)
  19. The lack of basic infrastructure is an impediment to the development of underdeveloped countries. (Temel altyapı eksikliği az gelişmiş ülkelerin kalkınmasına engel teşkil ediyor.)
  20. His

poor communication skills are an impediment to teamwork. (Takım çalışmasına engel olan zayıf iletişim becerileri var.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.