Scandalizer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scandalizer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Scandalizer Nedir?

Scandalizer, Türkçe karşılığı skandal yaratıcı olan bir kelime olup, bir kişi veya durum hakkında skandal yaratan veya dedikodu çıkaran bir kişiyi ifade eder.

Örnek Cümleler:

1. She is a scandalizer and always spreads rumors about her colleagues. (O, bir scandalizer ve sürekli meslektaşları hakkında söylentiler yayıyor.)
2. The politician’s statement was scandalous enough, but the media’s coverage made it even worse with the help of scandalizers. (Politikacının açıklaması yeterince skandal olmasına rağmen, medyanın yayını skandal yaratanlar tarafından daha da kötüleştirildi.)
3. She is known as a scandalizer in the industry and her reputation is not good. (O, sektörde bir skandal yaratıcı olarak biliniyor ve ünü iyi değil.)
4. The celebrity’s private life was exposed by a scandalizer and it caused a lot of controversy. (Ünlünün özel hayatı bir skandal yaratıcı tarafından açığa çıkarıldı ve birçok tartışmaya neden oldu.)
5. The company’s scandalizer leaked confidential information to the media, causing a lot of damage. (Şirketin skandal yaratanı, gizli bilgileri medyaya sızdırdı ve büyük zarara neden oldu.)
6. Don’t believe everything you hear from that scandalizer, he likes to exaggerate things. (O skandal yaratan kişiden duyduklarınıza her zaman inanmayın, olayları abartmayı sever.)
7. She is a scandalizer who enjoys spreading rumors about others. (O, başkaları hakkında söylentiler yaymaktan zevk alan bir skandal yaratıcıdır.)
8. The scandalizer’s false accusations ruined the innocent person’s reputation. (Skandal yaratan kişinin asılsız suçlamaları masum kişinin ününü mahvetti.)
9. The company fired the scandalizer who caused a lot of trouble and embarrassment. (Şirket, birçok soruna ve utanç verici duruma neden olan skandal yaratan kişiyi kovdu.)
10. The politician’s scandalizer was caught on tape, admitting to making up false stories about their opponents. (Politikacının skandal yaratanı, rakipleri hakkında uydurma hikayeler uydurduğunu itiraf ederek kaydedildi.)
11. The journalist was accused of being a scandalizer after publishing a sensational story without checking the facts. (Gazeteci, gerçekleri kontrol etmeden sansasyonel bir hikaye yayınladığı için bir skandal yaratıcı olmakla suçlandı.)
12. The scandalizer’s lies caused a lot of damage to the company’s reputation. (Skandal yaratanın yalanları, şirketin ününe büyük zarar verdi.)
13. She lost her job as a result of being a scandalizer who spread rumors about her boss. (Patronu hakkında söylentiler yaymakta olan bir skandal yaratıcı olarak işini kay

14. The celebrity’s scandalizer was revealed to be their former assistant who was seeking revenge. (Ünlünün skandal yaratanı, intikam arayan eski asistanları olduğu ortaya çıktı.)
15. The scandalizer’s actions were deemed unprofessional and they were fired from their job. (Skandal yaratanın eylemleri profesyonel olmayan olarak değerlendirildi ve işten çıkarıldı.)
16. The company hired a PR team to repair the damage caused by the scandalizer’s actions. (Şirket, skandal yaratanın eylemlerinden kaynaklanan hasarı onarmak için bir PR ekibi tuttu.)
17. The journalist’s article was accused of being a scandalizer by the subject of the story. (Gazetecinin makalesi, hikayenin konusu tarafından bir skandal yaratıcı olarak suçlandı.)
18. The scandalizer’s behavior was unbecoming of a professional and caused a lot of distress. (Skandal yaratanın davranışı bir profesyonel için uygun değildi ve birçok sıkıntıya neden oldu.)
19. The scandalizer’s lies were exposed and they were forced to issue a public apology. (Skandal yaratanın yalanları ortaya çıkarıldı ve halka açık bir özür yayınlamaya zorlandılar.)
20. The scandalizer’s behavior caused a lot of tension and mistrust within the company. (Skandal yaratanın davranışı şirket içinde birçok gerilim ve güvensizliğe neden oldu.)

Türkçe Karşılıklar:

1. skandal yaratıcı
2. skandal yaratanlar
3. skandal yaratan
4. özel hayatı açığa çıkarmak
5. gizli bilgileri sızdırmak
6. olayları abartmak
7. söylenti yaymak
8. asılsız suçlamalar
9. sorun çıkarmak
10. uydurma hikayeler uydurmak
11. gerçekleri kontrol etmemek
12. şirketin ününe zarar vermek
13. patron hakkında söylentiler yaymak
14. intikam aramak
15. işten çıkarılmak
16. hasarı onarmak
17. bir makaleyi yazmak
18. uygun olmayan davranış
19. halka açık bir özür
20. gerilim ve güvensizlik.