
Rush-Hour İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Rush-Hour Nedir?
Rush-hour, şehir içi trafiğinin yoğun olduğu saatlerde yaşanan trafik sıkışıklığıdır. Bu dönem genellikle işe gitmek veya işten çıkmak için yapılan seyahatler sırasında meydana gelir.
Örnek cümleler:
- During rush-hour, it takes twice as long to get to work. (İşe gitmek için iki kat daha fazla zaman alırken, iş saatlerinde.)
- I avoid driving during rush-hour because it’s too stressful. (Çok stresli olduğu için iş saatlerinde araba kullanmaktan kaçınıyorum.)
- The rush-hour traffic was so bad that I was late for my meeting. (İş toplantım için geç kaldım çünkü trafik çok kötüydü.)
- I listen to audiobooks during rush-hour to pass the time. (Vakit geçirmek için iş saatlerinde sesli kitap dinliyorum.)
- I always leave early to avoid rush-hour traffic. (İş saatlerindeki trafiği önlemek için her zaman erken çıkarım.)
- The rush-hour crowd on the subway was overwhelming. (Metroda iş saatlerindeki kalabalık eziciydi.)
- My commute time doubles during rush-hour. (İş saatlerinde seyahat sürem iki katına çıkıyor.)
- During rush-hour, buses run more frequently to accommodate the increased demand. (İş saatlerinde, artan talebi karşılamak için otobüsler daha sık çalışır.)
- I get motion sickness during rush-hour traffic. (İş saatlerindeki trafiğin neden olduğu hareket hastalığına yakalanırım.)
- The city is considering adding more bike lanes to reduce rush-hour traffic. (Şehir, iş saatlerindeki trafiği azaltmak için daha fazla bisiklet yolunu dahil etmeyi düşünüyor.)
- I try to schedule my appointments outside of rush-hour to avoid traffic. (Trafikten kaçınmak için randevularımı iş saatleri dışında ayarlamaya çalışıyorum.)
- The rush-hour commute can be especially difficult in bad weather. (Kötü hava koşullarında iş saatlerinde seyahat etmek özellikle zor olabilir.)
- I prefer to take public transportation during rush-hour to avoid driving in traffic. (Trafikte araba kullanmaktan kaçınmak için iş saatlerinde toplu taşımayı tercih ederim.)
- I bring a book to read during rush-hour on the train. (T
- The city has implemented a rush-hour toll to encourage people to carpool or take public transportation. (Şehir, insanları araba paylaşımı yapmaya veya toplu taşıma kullanmaya teşvik etmek için iş saatlerinde bir geçiş ücreti uygulamıştır.)
- I use a navigation app to find alternate routes during rush-hour. (İş saatlerinde alternatif yollar bulmak için bir navigasyon uygulaması kullanıyorum.)
- The rush-hour traffic can be so bad that it affects the city’s economy. (İş saatlerindeki trafik o kadar kötü olabilir ki şehrin ekonomisini etkiler.)
- I have to wake up earlier during rush-hour to account for the extra commute time. (Ek seyahat süresini hesaba katabilmek için iş saatlerinde daha erken kalkmam gerekiyor.)
- The rush-hour traffic makes it difficult for emergency vehicles to reach their destinations quickly. (İş saatlerindeki trafik, acil araçların hızlı bir şekilde hedeflerine ulaşmasını zorlaştırır.)
- I like to listen to calming music during rush-hour to reduce my stress levels. (Stres seviyemi azaltmak için iş saatlerinde sakinleştirici müzik dinlemeyi seviyorum.)
Hemen Yorum Yaz