Result İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Result İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Result (Sonuç)

Result, bir işlemin veya olayın sonucunu ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Genellikle bir deneyin, sınavın veya araştırmanın sonucunu ifade etmek için kullanılır. Aynı zamanda, bir olayın sonucunu veya sonucunu da ifade edebilir.

Örnek Cümleler:

1. The result of the experiment was inconclusive. (Deneyin sonucu kesin değildi.)
2. The team is waiting for the results of the match. (Takım maçın sonuçlarını bekliyor.)
3. She was disappointed with the result of her exam. (Sınavının sonucundan hayal kırıklığına uğradı.)
4. The result of the investigation was shocking. (Araştırmanın sonucu şok ediciydi.)
5. The doctor will call you with the results of your blood test. (Doktor kan testinin sonuçlarıyla size telefon edecek.)
6. The result of the election was a landslide victory. (Seçimlerin sonucu ezici bir zaferdi.)
7. The team worked hard, but the result was not satisfactory. (Takım sıkı çalıştı ama sonuç tatmin edici değildi.)
8. The result of the negotiations was a compromise. (Müzakerelerin sonucu bir uzlaşma oldu.)
9. The company’s profits were a result of their hard work. (Şirketin karları sıkı çalışmalarının bir sonucuydu.)
10. The result of the game was a tie. (Oyunun sonucu beraberlikti.)
11. The results of the survey showed a high level of satisfaction. (Anketin sonuçları yüksek düzeyde memnuniyet gösterdi.)
12. The result of the accident was a total loss of the car. (Kazanın sonucu aracın tamamen kaybedilmesiydi.)
13. The result of the investigation led to an arrest. (Araştırmanın sonucu bir tutuklama ile sonuçlandı.)
14. The company’s success was a result of their innovative ideas. (Şirketin başarısı yenilikçi fikirlerinin bir sonucuydu.)
15. The result of the experiment confirmed the hypothesis. (Deneyin sonucu hipotezi doğruladı.)
16. The final result of the competition will be announced tomorrow. (Yarışmanın sonucu yarın açıklanacak.)
17. The result of the medical test was negative for any diseases. (Tıbbi testin sonucu herhangi bir hastalık açısından negatifti.)
18. The result of the project exceeded our expectations. (Projenin sonucu beklentilerimizi aştı.)
19. The result of the interview was a job offer. (Görüşmenin sonucu bir iş teklifiydi.)
20. The result of the investigation cleared the suspect. (Araştırmanın sonucu şüphelinin aklanmasıydı.)

Examples with “as a result” (Sonucu olarak örnekleri)

“As a result” ifadesi, bir olayın, eylemin veya durumun neden olduğu bir sonucu belirtmek için kullanılır. İşte “as a result” ifadesi ile kullanılabilecek örnek cümleler:

1. She forgot her umbrella, as a result, she got wet in the rain. (Şemsiyesini unuttu, sonucu olarak yağmurda ıslandı.)
2. He didn’t study for the exam, as a result, he failed. (Sınava çalışmadı, sonucu olarak başarısız oldu.)
3. The company had financial troubles, as a result, they had to lay off employees. (Şirketin mali sorunları vardı, sonucu olarak çalışanları işten çıkarmak zorunda kaldılar.)
4. The road was closed due to an accident, as a result, there was a lot of traffic. (Kaza nedeniyle yol kapalıydı, sonucu olarak çok fazla trafik vardı.)
5. She started to exercise regularly, as a result, she lost weight. (Düzenli egzersiz yapmaya başladı, sonucu olarak kilo verdi.)
6. He ate too much junk food, as a result, he got sick. (Çok fazla abur cubur yedi, sonucu olarak hastalandı.)
7. The team trained hard, as a result, they won the championship. (Takım sıkı antrenman yaptı, sonucu olarak şampiyonluğu kazandılar.)
8. The company invested in new technology, as a result, their profits increased. (Şirket yeni teknolojiye yatırım yaptı, sonucu olarak karları arttı.)
9. She didn’t listen to the instructions, as a result, she made a mistake. (Talimatları dinlemedi, sonucu olarak bir hata yaptı.)
10. They worked together as a team, as a result, the project was completed on time. (Bir ekip olarak birlikte çalıştılar, sonucu olarak proje zamanında tamamlandı.)
11. He was late for the meeting, as a result, he missed an important discussion. (Toplantıya geç kaldı, sonucu olarak önemli bir tartışmayı kaçırdı.)
12. The store had a sale, as a result, there were long lines at the checkout. (Mağaza indirim yaptı, sonucu olarak kasada uzun kuyruklar vardı.)
13. They didn’t follow the safety rules, as a result, there was an accident. (Güvenlik kurallarına uymadılar, sonucu olarak bir kaza oldu.)
14. She didn’t wear a helmet while riding her bike, as a result, she got a head injury. (Bisiklet sürerken kask takmadı, sonucu olarak kafa yaralanması geçirdi.)
15. They didn’t have enough time to finish the project, as a result, they had to ask for an extension. (Proje bitirmek için yeterli zamanları yoktu, sonucu olarak uzatma istemek zorunda kaldılar.)