Restrict İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Restrict İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

“Restrict” kelimesinin Türkçe anlamı: sınırlamak, kısıtlamak

  1. The government plans to restrict the use of plastic bags. (Hükümet, plastik poşet kullanımını sınırlandırmayı planlıyor.)
  2. The new policy restricts access to certain websites. (Yeni politika, belirli web sitelerine erişimi kısıtlıyor.)
  3. You should restrict your intake of sugary foods. (Şekerli yiyecekler tüketimini kısıtlaman gerekiyor.)
  4. The company is trying to restrict costs to increase profits. (Şirket, karı artırmak için maliyetleri kısıtlamaya çalışıyor.)
  5. The school restricts the use of cell phones during class. (Okul, sınıfta cep telefonu kullanımını kısıtlar.)
  6. The law aims to restrict the sale of tobacco products to minors. (Kanun, tütün ürünlerinin satışını reşit olmayanlara kısıtlamayı amaçlıyor.)
  7. The company restricts access to sensitive information to authorized personnel only. (Şirket, hassas bilgilere sadece yetkili personelin erişimine izin verir.)
  8. The doctor told her to restrict physical activity until her injury heals. (Doktor, iyileşene kadar fiziksel aktiviteyi kısıtlamasını söyledi.)
  9. The new policy restricts the number of guests allowed at the event. (Yeni politika, etkinlikte izin verilen misafir sayısını kısıtlar.)
  10. The city council voted to restrict the use of fireworks within city limits. (Belediye meclisi, şehir sınırları içindeki havai fişek kullanımını kısıtlamaya karar verdi.)
  11. The company restricts the use of social media during work hours. (Şirket, çalışma saatleri içinde sosyal medya kullanımını kısıtlar.)
  12. The school restricts students from leaving campus during school hours. (Okul, öğrencilerin okul saatleri içinde kampüsten ayrılmasını kısıtlar.)
  13. The doctor recommended restricting salt intake for patients with high blood pressure. (Doktor, yüksek tansiyon hastalarının tuz tüketimini kısıtlamalarını önerdi.)
  14. The company restricts the use of company vehicles for personal errands. (Şirket, şirket araçlarının kişisel işler için kullanımını kısıtlar.)
  15. The restaurant restricts the use of outside food and drinks. (Restoran, dışarıdan getirilen yiyecek ve içeceklerin kullanımını kısıtlar.)
  16. The university restricts access to certain buildings during holidays. (Üniversite, tatillerde belirli binalara erişimi kısıtlar.)
  17. The government restricts the export of certain goods. (Hükümet, belirli malların ihracatını kısıtlar.)
  18. The company restricts the use of personal laptops at work. (Şirket, işyerinde kişisel dizüstü bilgisayarların kullanımını kısıtlar.)
  1. The city restricts the hours of operation for bars and nightclubs. (Şehir, bar ve gece kulüplerinin işletme saatlerini kısıtlar.)
  2. The doctor told her to restrict her alcohol intake for health reasons. (Doktor, sağlık nedenleriyle alkol tüketimini kısıtlamasını söyledi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.