Heinous İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Heinous kelimesinin Türkçe anlamı:
Dehşet verici, korkunç, iğrenç anlamlarına gelir.
Örnek cümleler:
-
The heinous act of violence left the community in shock.
(Şiddetin iğrenç eylemi, topluluğu şok etti.)
-
The criminal committed a heinous crime and received a life sentence.
(Suçlu iğrenç bir suç işledi ve ömür boyu hapis cezası aldı.)
-
Her heinous behavior made her unpopular among her colleagues.
(Onun iğrenç davranışları meslektaşları arasında popüler değildi.)
-
The dictator committed many heinous acts against his people.
(Diktatör halkına karşı birçok iğrenç eylemde bulundu.)
-
The company’s heinous treatment of its employees led to a strike.
(Şirketin çalışanlarına karşı iğrenç davranışı bir greve yol açtı.)
-
The murder was one of the most heinous crimes the city had ever seen.
(Cinayet şehrin gördüğü en iğrenç suçlardan biriydi.)
-
The terrorist’s heinous act caused many innocent people to lose their lives.
(Teröristin iğrenç eylemi birçok masum insanın hayatını kaybetmesine neden oldu.)
-
The heinous smell of the garbage made me feel sick.
(Çöplerin iğrenç kokusu beni hasta hissettirdi.)
-
His heinous behavior towards animals was unacceptable.
(Hayvanlara karşı gösterdiği iğrenç davranış kabul edilemezdi.)
-
The heinous act of child abuse is a serious crime.
(Çocuk istismarının iğrenç eylemi ciddi bir suçtur.)
-
The company’s heinous disregard for the environment caused irreparable damage.
(Şirketin çevreye karşı gösterdiği iğrenç kayıtsızlık geri dönüşü olmayan hasarlara neden oldu.)
-
The heinous act of stealing from the elderly is despicable.
(Yaşlılardan çalmak gibi iğrenç bir eylem tiksindiricidir.)
-
The heinous act of bullying can have long-lasting effects on
the victim’s mental health.
(Zorbalığın iğrenç eylemi, kurbanın zihinsel sağlığı üzerinde uzun süreli etkilere sahip olabilir.)
-
The heinous act of human trafficking is a violation of basic human rights.
(İnsan kaçakçılığının iğrenç eylemi, temel insan haklarının ihlalidir.)
-
The heinous crime committed by the serial killer shocked the entire nation.
(Serüven katilin işlediği iğrenç suç, tüm ülkeyi şok etti.)
-
Her heinous lies caused irreparable damage to her reputation.
(Onun iğrenç yalanları, reputasyonuna geri dönüşü olmayan zararlar verdi.)
-
The heinous act of racism is unacceptable in any society.
(Irkçılığın iğrenç eylemi, herhangi bir toplumda kabul edilemez.)
-
The heinous act of animal testing is cruel and unnecessary.
(Hayvan deneylerinin iğrenç eylemi, acımasız ve gereksizdir.)
-
The heinous act of sexual assault is a serious crime that should be punished harshly.
(Cinsel saldırının iğrenç eylemi, sert cezalandırılması gereken ciddi bir suçtur.)
-
The heinous act of genocide must never be forgotten.
(Soykırımın iğrenç eylemi asla unutulmamalıdır.)
-
The heinous act of torture is a violation of human dignity.
(İşkencenin iğrenç eylemi, insanlık onurunun ihlalidir.)
Hemen Yorum Yaz