Restlessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Restlessly İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Restlessly:

Türkçe anlamı: Huzursuzca, sıkıntılı bir şekilde

1. She paced restlessly back and forth in the waiting room. (O huzursuzca bekleme odasında bir ileri bir geri yürüdü.)
2. The dog barked restlessly all night. (Köpek bütün gece huzursuzca havladı.)
3. He shifted restlessly in his seat during the meeting. (Toplantı sırasında o huzursuzca koltuğunda hareket etti.)
4. The child tossed and turned restlessly in bed. (Çocuk yatakta huzursuzca döndü durdu.)
5. The wind howled restlessly outside the window. (Rüzgar pencerenin dışında huzursuzca uğuldadı.)
6. She drummed her fingers restlessly on the table. (Masa üzerinde huzursuzca parmaklarını tıklattı.)
7. He checked his phone restlessly for any new messages. (Yeni mesajlar var mı diye huzursuzca telefonunu kontrol etti.)
8. The patients waited restlessly in the emergency room. (Hastalar acil serviste huzursuzca beklediler.)
9. The student fidgeted restlessly in his seat during the exam. (Sınav sırasında öğrenci huzursuzca koltuğunda kıpırdandı.)
10. The cat paced restlessly around the house. (Kedi evin içinde huzursuzca dolaştı.)
11. The baby cried restlessly all night. (Bebek bütün gece huzursuzca ağladı.)
12. He tapped his foot restlessly while waiting for the train. (Treni beklerken huzursuzca ayağını tıklattı.)
13. The bird fluttered restlessly in its cage. (Kafeste kuş huzursuzca çırpındı.)
14. The actor waited restlessly backstage before the show. (Aktör gösteriden önce huzursuzca sahne arkasında bekledi.)
15. She chewed her nails restlessly during the movie. (Film sırasında tırnaklarını huzursuzca çiğnedi.)
16. The writer paced restlessly around his office, searching for inspiration. (Yazar ofisinde ilham arayarak huzursuzca dolaştı.)
17. The child pulled restlessly at his mother’s sleeve. (Çocuk annesinin kolu kıskaç gibi tutarak huzursuzca sürükledi.)
18. The athlete bounced restlessly on his toes before the race. (Yarıştan önce sporcu ayak parmakları üzerinde huzursuzca zıpladı.)
19. The patient moaned restlessly in his hospital bed. (Hasta hastane yatağında huzursuzca inledi.)
20. The wind chimes clanged restlessly in the breeze. (Rüzgar çanları huzursuzca uğuldayan esintiyle çınladı.)

21. The child asked restlessly when they would arrive at their destination. (Çocuk varacakları yere ne zaman varacaklarını huzursuzca sordu.)
22. The driver tapped the steering wheel restlessly in traffic. (Sürücü trafikte huzursuzca direksiyonu tıklattı.)
23. The dog whined restlessly by the door, waiting for its owner. (Köpek kapının yanında huzursuzca inleyerek sahibini bekledi.)
24. The musician played restlessly, unable to find the right notes. (Müzisyen doğru notaları bulamayarak huzursuzca çaldı.)
25. The wind shook the trees restlessly all night. (Rüzgar bütün gece huzursuzca ağaçları salladı.)
26. The patient tapped his foot restlessly while waiting for the doctor. (Doktoru beklerken hasta huzursuzca ayağını tıklattı.)
27. The child squirmed restlessly in his seat during the long car ride. (Uzun araba yolculuğu sırasında çocuk koltuğunda huzursuzca kıvrandı.)
28. The cat meowed restlessly, wanting to go outside. (Kedi dışarı çıkmak istediği için huzursuzca miyavladı.)
29. The hiker walked restlessly along the trail, unable to relax. (Yürüyüşçü patika boyunca huzursuzca yürüyerek rahatlayamadı.)
30. The baby kicked restlessly in its crib, unable to fall asleep. (Bebek yatağında huzursuzca tekme attı, uykuya dalamadı.)