Repeal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repeal İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Repeal

Repeal, Türkçe karşılığı “yürürlükten kaldırmak” olan bir fiildir. Bir kanunu, kararı veya yönetmeliği resmi olarak iptal etmek veya yürürlükten kaldırmak anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. The government has decided to repeal the law banning same-sex marriage. (Hükümet, aynı cinsiyetten evlilikleri yasaklayan yasayı yürürlükten kaldırmaya karar verdi.)
  2. The company is trying to repeal the new tax regulations. (Şirket, yeni vergi düzenlemelerini yürürlükten kaldırmaya çalışıyor.)
  3. The board of directors voted to repeal the previous decision. (Yönetim kurulu, önceki kararı yürürlükten kaldırmak için oy kullandı.)
  4. The senator is proposing to repeal the controversial law. (Senatör, tartışmalı yasayı yürürlükten kaldırmayı öneriyor.)
  5. The president promised to repeal the health care reform bill. (Başkan, sağlık reformu tasarısını yürürlükten kaldırmayı vaat etti.)
  6. The city council is considering whether to repeal the curfew. (Belediye meclisi, sokağa çıkma yasağını yürürlükten kaldırıp kaldırmamayı düşünüyor.)
  7. The court ordered the government to repeal the unconstitutional law. (Mahkeme, anayasaya aykırı olan yasayı yürürlükten kaldırma emri verdi.)
  8. The union is planning to launch a campaign to repeal the new labor law. (Sendika, yeni iş yasasını yürürlükten kaldırmak için bir kampanya başlatmayı planlıyor.)
  9. The opposition party is calling for the government to repeal the anti-protest law. (Muhalefet partisi, hükümetin protestolara karşı yasayı yürürlükten kaldırmasını istiyor.)
  10. The company’s lawyers are trying to find a way to repeal the contract. (Şirketin avukatları, sözleşmeyi yürürlükten kaldırmak için bir yol bulmaya çalışıyorlar.)
  11. The governor announced his plan to repeal the state’s tax code. (Vali, eyaletin vergi kanununu yürürlükten kaldırmayı planladığını açıkladı.)
  12. The activists are calling on the government to repeal the discriminatory policy. (Aktivistler, ayrımcı politikayı yürürlükten kaldırmak için hükümete çağrı yapıyorlar.)
  13. The parliament voted to repeal the controversial amendment. (Parlamento, tartışmalı düzenlemeyi yürürlükten kaldırmak için oy kullandı.)
  14. The city is under pressure to repeal the ban on street vendors. (Şehir, sokak satıcılarını yasaklamayı yürürlükten kaldı

rmak için baskı altında.)
15. The new mayor promised to repeal the old zoning laws. (Yeni belediye başkanı, eski imar yasalarını yürürlükten kaldırmayı vaat etti.)

  1. The committee recommended that the government repeal the outdated regulations. (Komite, hükümetin eski düzenlemeleri yürürlükten kaldırmasını önerdi.)
  2. The court ruling effectively repealed the ban on same-sex marriage. (Mahkeme kararı, aynı cinsiyetten evlilikleri yasaklamayı etkili bir şekilde yürürlükten kaldırdı.)
  3. The senator introduced a bill to repeal the mandatory minimum sentencing laws. (Senatör, zorunlu en az ceza yasalarını yürürlükten kaldırmaya yönelik bir tasarı sundu.)
  4. The activists celebrated the repeal of the discriminatory policy. (Aktivistler, ayrımcı politikanın yürürlükten kaldırılmasını kutladı.)
  5. The business community is hoping to repeal the new import tariffs. (İş dünyası, yeni ithalat tarifelerini yürürlükten kaldırmayı umuyor.)

Not: Yukarıdaki cümlelerde mavi ve kalın HTML etiketi kullanılmamıştır.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.