Baleful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Baleful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Baleful İle İlgili Cümleler

Baleful, kötü niyetli veya zararlı anlamına gelir.

  1. She gave me a baleful look before storming out of the room. (O bana zarar vermek isteyen bir bakış attıktan sonra odadan çıkıp gitti.)
  2. The baleful influence of drugs destroyed his life. (Uyuşturucuların zararlı etkisi hayatını mahvetti.)
  3. The baleful effects of climate change are already evident. (İklim değişikliğinin zararlı etkileri zaten belirgin hale geldi.)
  4. He felt the baleful gaze of the enemy on him. (Düşmanın zararlı bakışlarını üzerinde hissetti.)
  5. The baleful aura around him made everyone uneasy. (Onu çevreleyen zararlı aura herkesi huzursuz etti.)
  6. The baleful spell cast by the witch turned him into a toad. (Cadı tarafından yapılan zararlı büyü onu bir kurbağaya çevirdi.)
  7. The baleful intent behind his smile was not lost on her. (Gülümsemesinin arkasındaki zararlı niyet ondan kaçmadı.)
  8. The baleful creatures lurking in the shadows made him shiver. (Gölgede pusuya yatan zararlı yaratıklar onu ürpertti.)
  9. She could feel the baleful energy emanating from the cursed object. (Lanetli nesneden yayılan zararlı enerjiyi hissedebiliyordu.)
  10. The baleful rumors spread by her enemies were baseless. (Düşmanları tarafından yayılan zararlı söylentiler temelsizdi.)
  11. His baleful stare made her feel uneasy. (Onun zararlı bakışları onu huzursuz etti.)
  12. The baleful storm destroyed the entire village. (Zararlı fırtına bütün köyü yok etti.)
  13. The baleful expression on his face showed his true intentions. (Yüzündeki zararlı ifade gerçek niyetlerini gösterdi.)
  14. The baleful creature had sharp claws and fangs. (Zararlı yaratığın keskin pençeleri ve dişleri vardı.)
  15. The baleful ritual was performed to summon an evil spirit. (Zararlı ritüel kötü bir ruhu çağırmak için yapıldı.)
  16. The baleful consequences of his actions were dire. (Onun eylemlerinin zararlı sonuçları feci idi.)
  17. The baleful atmosphere in the haunted house made her want to leave. (Perili evdeki zararlı atmosfer onu gitmek istemeye zorladı.)
  18. The baleful glow of the fire illuminated the dark forest. (Ateşin zararlı parıltısı karanlık ormanı aydınlattı.)
  19. The baleful sound of the alarm signaled danger. (Alarmın zararlı sesi tehlike işaret etti.)
  20. The baleful intentions of the dictator were clear to everyone. (Diktatörün zararlı

niyetleri herkes tarafından açıktı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.