Balefully İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Baleful Nedir?
Baleful kelimesi kötü niyetli, zarar verici, uğursuz anlamlarına gelir.
Baleful İle İlgili Cümleler:
- The baleful look in his eyes made me feel uneasy. (Onun gözlerindeki kötü niyetli bakış beni rahatsız etti.)
- The baleful effects of pollution on the environment are well-documented. (Çevre üzerindeki zararlı etkileri iyi belgelenen kirliliğin uğursuz etkileri var.)
- The baleful influence of the gang led the teenager astray. (Çete’nin kötü niyetli etkisi gençleri yanlış yollara saptırdı.)
- The baleful weather ruined our plans for the picnic. (Kötü hava piknik planlarımızı mahvetti.)
- The baleful curse brought misfortune to the entire village. (Uğursuz lanet, tüm köye uğursuzluk getirdi.)
- The baleful spirit haunted the old mansion. (Uğursuz ruh, eski malikaneyi yaraladı.)
- The baleful glare of the sun made it difficult to drive. (Güneşin kötü niyetli bakışları sürüşü zorlaştırdı.)
- The baleful prophecy predicted doom and gloom for the kingdom. (Uğursuz kehanet, krallık için felaket ve karanlık öngördü.)
- The baleful shark circled the swimmer, waiting for the right moment to attack. (Uğursuz köpekbalığı yüzücünün etrafında döndü, saldırmak için doğru anı bekledi.)
- The baleful serpent coiled around its prey before striking. (Uğursuz yılan, vurmadan önce avının etrafında dolandı.)
- The baleful news of the pandemic cast a shadow over our holiday plans. (Salgının kötü niyetli haberleri tatil planlarımızın üstünde bir gölge yarattı.)
- The baleful curse of the witch was said to cause illness and death. (Cadının uğursuz laneti hastalık ve ölüme neden olduğu söyleniyor.)
- The baleful winds made it impossible to keep the candles lit. (Kötü niyetli rüzgarlar mumları yakmamızı imkansız hale getirdi.)
- The baleful spider’s venomous bite caused a fever and chills. (Uğursuz örümceğin zehirli ısırığı ateş ve titreme yaptı.)
- The baleful aura of the haunted house gave me goosebumps. (Hayaletli evin uğursuz havası beni tüyler ürpertti.)
- The baleful storm knocked down trees and power lines. (Uğursuz fırtına ağaçları ve elektrik hatlarını devirdi.)
- The baleful influence of drugs ruined the young man’s life. (Uyuşturucunun köt
ü niyetli etkisi genç adamın hayatını mahvetti.)
18. The baleful gaze of the predator made its prey freeze in fear. (Avcının kötü niyetli bakışları, avını korku içinde dondurdu.)
- The baleful curse was finally lifted after a powerful exorcism. (Uğursuz lanet, güçlü bir şeytan çıkarma işleminden sonra nihayet kalktı.)
- The baleful sound of the alarm signaled the start of the fire. (Alarmın uğursuz sesi yangının başlangıcını bildirdi.)
Hemen Yorum Yaz