Rejoicing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rejoicing İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rejoicing Nedir?

Rejoicing, sevinmek, kutlama yapmak veya coşkuyla kutlamak anlamlarına gelen bir fiildir.

Örnek Cümleler:

1. I am rejoicing at the news of my sister’s wedding. (Kız kardeşimin evlenme haberine sevinçle karşıladım.)
2. We will have a big party rejoicing the victory. (Zaferi kutlamak için büyük bir parti yapacağız.)
3. The crowd was rejoicing after their team won the championship. (Takımları şampiyon olduğunda kalabalık sevinçle coştu.)
4. I couldn’t help rejoicing when I heard the good news. (İyi haberleri duyduğumda sevinmemek elde değildi.)
5. They were rejoicing over their success in the business. (İşlerindeki başarıları üzerine sevinçlerini dile getirdiler.)
6. The children were rejoicing at the sight of the amusement park. (Eğlence parkını gördüklerinde çocuklar sevinçle coştu.)
7. The whole city was rejoicing on the day of the festival. (Festival gününde tüm şehir sevinç içindeydi.)
8. The fans were rejoicing in the streets after their team won the game. (Takımları galip geldikten sonra hayranları sokaklarda sevinçle kutlama yaptı.)
9. The couple were rejoicing after the birth of their first child. (İlk çocuklarının doğumu üzerine çift sevinçle kutlama yaptı.)
10. The students were rejoicing over the news of a holiday. (Tatil haberi üzerine öğrenciler sevinçlerini dile getirdiler.)
11. She was rejoicing in her success after years of hard work. (Yıllarca süren çalışmalarının ardından başarısına sevinçle coştu.)
12. The team was rejoicing in their victory over the rivals. (Rakiplerini yenerek takım sevinçle kutlama yaptı.)
13. Everyone was rejoicing when the rain finally stopped. (Yağmur nihayet durduğunda herkes sevinçle coştu.)
14. The family was rejo

    icing at the reunion after years of being apart. (Yıllarca ayrı kaldıktan sonra aile buluşmasında sevinçle kutlama yaptılar.)

15. The audience was rejoicing during the musical performance. (Müzik performansı sırasında seyirci sevinçle coştu.)
16. She was rejoicing in her new job after months of searching. (Aylarca süren arayışın ardından yeni işine sevinçle coştu.)
17. The city was rejoicing in the festive atmosphere during the holiday season. (Tatil sezonunda şehir festivalleriyle dolup taşarak sevinçle kutlama yaptı.)
18. He was rejoicing in the beauty of nature during his hike in the mountains. (Dağda yürürken doğanın güzelliğinde sevinçle coştu.)
19. After a long battle with illness, she was finally rejoicing in good health. (Uzun bir hastalıkla mücadeleden sonra sonunda iyi sağlığına sevinçle coştu.)
20. The team was rejoicing in the new stadium built for them. (Onlar için inşa edilen yeni stadyumda takım sevinçle kutlama yaptı.)
21. The community was rejoicing in the opening of the new library. (Yeni kütüphanenin açılışıyla toplum sevinçle coştu.)

Türkçe karşılıklar: sevinmek, kutlama yapmak, coşkuyla kutlamak