Refute İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Refute İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Refute, Türkçe’de “çürütmek, yalanlamak” gibi anlamlara gelir. Bu kelime, özellikle bir iddia veya argümanın doğruluğunu çürütmek için kullanılır.

Örnek Cümleler:

1. I will refute your claim with evidence. (Kanıt ile iddianı çürüteceğim.)
2. He tried to refute the rumors, but nobody believed him. (Söylentileri çürütmeye çalıştı, ama kimse ona inanmadı.)
3. The scientist refuted the hypothesis with experimental data. (Bilim adamı, deney verileri ile hipotezi çürüttü.)
4. She refuted the accusation of stealing. (Hırsızlık suçlamasını yalanladı.)
5. The lawyer refuted the witness’s testimony. (Avukat, tanığın ifadesini çürüttü.)
6. I can refute your argument in two ways. (İddianı iki şekilde çürütebilirim.)
7. He refuted the theory with a counterexample. (Karşı örnekle teoriyi çürüttü.)
8. The journalist refuted the politician’s statement. (Gazeteci, siyasetçinin açıklamasını çürüttü.)
9. The teacher refuted the student’s answer. (Öğretmen, öğrencinin cevabını çürüttü.)
10. She was able to refute the myth with historical facts. (Tarihi gerçeklerle miti çürütebildi.)
11. The historian refuted the conspiracy theory. (Tarihçi, komplo teorisini çürüttü.)
12. The evidence presented in court refuted the defendant’s alibi. (Mahkemede sunulan kanıtlar, sanığın mazeretini çürüttü.)
13. The athlete refuted the doping allegations. (Sporcu, doping suçlamalarını yalanladı.)
14. The study refuted the popular belief about dieting. (Çalışma, diyetle ilgili popüler inancı çürüttü.)
15. He refuted his opponent’s argument with logic. (Rakibinin iddiasını mantıkla çürüttü.)
16. The CEO refuted the criticism of the company’s policies. (CEO, şirket politikalarının eleştirilerini çürüttü.)
17. The author refuted the negative review of his book. (Yazar, kitabının olumsuz eleştirisini çürüttü.)
18. The witness refuted the defense’s version of events. (Tanık, savunmanın olayın versiyonunu çürüttü.)
19. The doctor refuted the patient’s self-diagnosis. (Doktor, hastanın kendi kendine teşhisini çürüttü.)
20. The expert refuted the idea that the earth is flat. (Uzman, dünyanın düz olduğu fikrini çürüttü.)

Bu örnek cümlelerde refuting kelimesi, bir iddiayı, tezi, söylentiyi, suçlamayı, komplo teorisini, popüler inancı veya benzeri bir şeyi yalan

lamak veya çürütmek için kullanılmıştır. Kelimenin İngilizce cümlelerinde kullanımı, Türkçe anlamıyla uyumludur ve çoğunlukla çürütme eylemini ifade etmek için kullanılmaktadır.