Grade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grade İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Grade, bir derece veya seviye ölçüsünü ifade eden bir kelime olarak kullanılır. Ayrıca, sınıf, not ve derecelendirme gibi anlamları da vardır.

1. I received an A grade in math. (Matematikte A derecesi aldım.)
2. The teacher gave me a low grade because I didn’t study for the exam. (Öğretmen, sınava çalışmadığım için bana düşük bir not verdi.)
3. The company’s service grade is very high. (Şirketin hizmet seviyesi çok yüksek.)
4. John’s job performance grade has improved since he started working here. (John’un iş performansı derecesi, burada çalışmaya başladığından beri iyileşti.)
5. The students are nervous about their final grades. (Öğrenciler, final notlarıyla ilgili gerginler.)
6. The restaurant received a poor grade for cleanliness. (Restoran, temizlik açısından kötü bir derece aldı.)
7. The movie got a high grade from the critics. (Film, eleştirmenlerden yüksek bir not aldı.)
8. Jane’s test grade was better than expected. (Jane’in test notu beklenenden daha iyiydi.)
9. The car got a good safety grade from the government. (Araba, hükümetten iyi bir güvenlik derecesi aldı.)
10. My grade point average was 3.5 last semester. (Geçen dönemki not ortalamam 3.5’ti.)
11. The store has a high customer satisfaction grade. (Mağaza, yüksek müşteri memnuniyeti derecesine sahip.)
12. The school has strict grading policies. (Okulun sıkı notlandırma politikaları var.)
13. The construction company received a low grade for their environmental impact. (İnşaat şirketi, çevresel etkileri nedeniyle düşük bir derece aldı.)
14. The athlete’s grade for the competition was a personal best. (Sporcu, yarışma için aldığı derece kişisel en iyisiydi.)
15. The professor’s grading scale was very harsh. (Profesörün notlandırma ölçeği çok sertti.)
16. The hotel received a high grade for their luxurious amenities. (Otel, lüks olanakları nedeniyle yüksek bir derece aldı.)
17. The team’s grade suffered due to their lack of teamwork. (Takımın derecesi, işbirliği eksikliği nedeniyle zarar gördü.)
18. The product got a high grade for its durability. (Ürün, dayanıklılığı nedeniyle yüksek bir derece aldı.)
19. The professor assigned grades based on class participation. (Profesör, sınıf katılımına dayalı olarak notlar atadı.)
20. The restaurant’s grade improved after they addressed their food quality issues. (Restoranın derecesi, yiyecek kalitesi sorunlarına çözüm bulduktan sonra iyileşti.)

Devamı

21. The school uses a 100-point grading system. (Okul, 100’lük bir notlandırma sistemi kullanıyor.)
22. My grade on the English test was lower than I expected. (İngilizce sınavındaki notum beklediğimden daha düşüktü.)
23. The company received a grade of excellence for their customer service. (Şirket, müşteri hizmetleri için mükemmellik derecesi aldı.)
24. The school district uses a letter grading system for elementary schools. (Okul bölgesi, ilkokullar için harfli notlandırma sistemi kullanıyor.)
25. The athlete’s grade suffered due to a minor injury. (Sporcunun derecesi, küçük bir sakatlık nedeniyle zarar gördü.)
26. The report card shows the student’s grades for each class. (Rapor kartı, öğrencinin her ders için aldığı notları gösterir.)
27. The teacher graded the essays based on grammar, content, and organization. (Öğretmen, denemeleri dil bilgisi, içerik ve organizasyona göre notlandırdı.)
28. The restaurant’s low grade for food safety caused it to be temporarily shut down. (Restoranın yiyecek güvenliği açısından düşük derecesi, geçici olarak kapatılmasına neden oldu.)
29. The students were pleased with their grades on the science project. (Öğrenciler, bilim projesinde aldıkları notlardan memnun kaldılar.)
30. The grade book allows the teacher to keep track of student progress. (Not defteri, öğretmenin öğrenci ilerlemesini takip etmesine izin verir.)