Refuse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Refuse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Refuse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: reddetmek, geri çevirmek, kabul etmemek.

1. She refused to go to the party tonight. (O, bu gece partiye gitmeyi reddetti.)
2. He refused to give up his seat to the elderly woman. (O, yaşlı kadına koltuğunu vermeyi reddetti.)
3. The company refused to pay for the damages. (Şirket, hasarların ödenmesini reddetti.)
4. I refuse to let my children watch violent movies. (Ben, çocuklarımın şiddet içeren filmleri izlemesine izin vermem.)
5. The school refused to admit any more students. (Okul, daha fazla öğrenci kabul etmeyi reddetti.)
6. She refused to accept the job offer. (O, iş teklifini kabul etmeyi reddetti.)
7. The store refused to give me a refund. (Mağaza, bana iade yapmayı reddetti.)
8. He refused to apologize for his behavior. (O, davranışı için özür dilemeyi reddetti.)
9. They refused to negotiate with the terrorists. (Onlar, teröristlerle pazarlık yapmayı reddettiler.)
10. She refused to answer any more questions. (O, daha fazla soruya cevap vermeyi reddetti.)
11. The restaurant refused to serve us because we didn’t have a reservation. (Restoran, rezervasyonumuz olmadığı için bizi servis yapmayı reddetti.)
12. He refused to let me borrow his car. (O, arabasını ödünç almama izin vermemeyi reddetti.)
13. The athlete refused to take performance-enhancing drugs. (Sporcu, performans arttırıcı ilaçları almamayı reddetti.)
14. The landlord refused to fix the broken window. (Ev sahibi, kırık pencereyi tamir etmeyi reddetti.)
15. She refused to eat the spicy food. (O, baharatlı yemek yemeyi reddetti.)
16. The teacher refused to give extra credit to the students. (Öğretmen, öğrencilere ek kredi vermemeyi reddetti.)
17. He refused to let his daughter date the boy. (O, kızının oğlanla çıkmasına izin vermemeyi reddetti.)
18. The airline refused to compensate the passengers for the delayed flight. (Havayolu şirketi, gecikmiş uçuş için yolculara tazminat vermeyi reddetti.)
19. She refused to sign the contract without legal advice. (O, yasal tavsiye olmadan sözleşmeyi imzalamayı reddetti.)
20. The doctor refused to prescribe antibiotics for a viral infection. (Doktor, viral enfeksiyon için antibiyotik reçete etmeyi reddetti.)

21. He refused to join the military. (O, askere katılmayı reddetti.)
22. The customer refused to pay for the damaged product. (Müşteri, hasar görmüş ürün için ödeme yapmayı reddetti.)
23. She refused to work overtime. (O, fazla mesai yapmayı reddetti.)
24. The city council refused to approve the new building plan. (Şehir konseyi, yeni bina planını onaylamayı reddetti.)
25. He refused to take responsibility for the mistake. (O, hatanın sorumluluğunu üstlenmeyi reddetti.)
26. The committee refused to accept the proposal. (Komite, teklifi kabul etmeyi reddetti.)
27. She refused to lend her friend money. (O, arkadaşına para ödünç vermemeyi reddetti.)
28. The judge refused to grant bail to the defendant. (Hakim, sanığa kefalet vermemeyi reddetti.)
29. He refused to eat meat for ethical reasons. (O, etik nedenlerden dolayı et yemeyi reddetti.)
30. The student refused to cheat on the exam. (Öğrenci, sınava kopya çekmeyi reddetti.)