Reckoning İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reckoning İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reckoning Nedir?


Reckoning, “hesaplaşma” ya da “yargılama” anlamlarına gelir. İngilizce’de genellikle “the act of calculating or determining something” olarak kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. It’s time for a reckoning with your past mistakes. (Geçmiş hatalarınla yüzleşme zamanı geldi.)
2. The company is facing a reckoning over its unethical practices. (Şirket, etik olmayan uygulamaları nedeniyle bir hesaplaşmayla karşı karşıya.)
3. The reckoning for our financial situation is coming soon. (Maddi durumumuzun hesaplaşması yakında gelecek.)
4. He was finally forced to face a reckoning for his dishonesty. (Nihayet yalancılığı yüzünden bir hesaplaşmaya zorlandı.)
5. The community demanded a reckoning for the police brutality. (Topluluk, polis şiddeti için bir yargılama talep etti.)
6. The team had a reckoning with their coach after a string of losses. (Takım, ardı ardına yaşanan mağlubiyetlerden sonra antrenörleriyle bir hesaplaşma yaşadı.)
7. The politician faced a reckoning for his corrupt actions. (Politikacı, yolsuz eylemleri nedeniyle bir hesaplaşmayla karşı karşıya kaldı.)
8. The country is still coming to terms with the reckoning of the war. (Ülke hala savaşın hesaplaşmasıyla yüzleşiyor.)
9. It’s important to have a reckoning with your own biases. (Kendi önyargılarınızla yüzleşmek önemlidir.)
10. The reckoning for climate change is long overdue. (İklim değişikliğinin hesaplaşması çok geç kalmış durumda.)
11. The company is in the midst of a reckoning over its treatment of employees. (Şirket, çalışanlarına karşı tutumu nedeniyle bir hesaplaşmanın ortasında.)
12. The reckoning for the damage caused by the hurricane will take years. (Kasırga nedeniyle meydana gelen hasarın hesaplaşması yıllar alacak.)
13. The country is in need of a reckoning with its history of racism. (Ülke, ırkçılık tarihine karşı bir hesaplaşmaya ihtiyaç duyuyor.)
14. The athlete had a reckoning with his coach over his training regime. (Sporcu, antrenman programı nedeniyle antrenörüyle bir hesaplaşma yaşadı.)
15. The reckoning for the crime took place in the courtroom. (Suçun hesaplaşması mahkeme salonunda gerçekleşti.)
16. The family had a reckoning over their inheritance. (Aile, miras nedeniyle bir hesaplaşma yaşadı.)
17. The reckoning for the environmental damage caused by the factory will be severe. (Fabrika nedeniyle meydana gelen çevresel has

arın hesaplaşması ağır olacak.)
18. The artist had a reckoning with their creative process. (Sanatçı, yaratıcı süreci nedeniyle bir hesaplaşma yaşadı.)

  1. The reckoning for the mistakes made during the project led to significant changes. (Proje sırasında yapılan hataların hesaplaşması önemli değişikliklere neden oldu.)
  2. The community demanded a reckoning for the mistreatment of animals. (Topluluk, hayvanların kötü muamelesi için bir hesaplaşma talep etti.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.