Ardently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ardently İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ardently Nedir?

Ardently, tutkuyla, coşkuyla veya şevkle yapılan bir eylemi ifade eden bir İngilizce sıfat olarak kullanılır.

Örnek cümleler:

  1. I ardently believe in the power of love. (Aşkın gücüne canı gönülden inanıyorum.)
  2. She ardently pursued her dream of becoming an actress. (O, bir aktris olma hayalini şevkle takip etti.)
  3. He ardently supported his favorite sports team. (Favori spor takımını tutkuyla destekledi.)
  4. The children ardently begged their parents to take them to the amusement park. (Çocuklar ebeveynlerine eğlence parkına gitmek için tutkuyla yalvardılar.)
  5. She ardently sang her favorite song at the karaoke bar. (O, favori şarkısını karaoke barda coşkuyla söyledi.)
  6. He ardently pursued his academic goals and graduated with honors. (Akademik hedeflerini tutkuyla takip etti ve onur derecesiyle mezun oldu.)
  7. The politician ardently defended his position on the controversial issue. (Politikacı, tartışmalı konudaki pozisyonunu şevkle savundu.)
  8. She ardently pursued a career in medicine and eventually became a successful doctor. (Tıp alanında bir kariyeri tutkuyla takip etti ve sonunda başarılı bir doktor oldu.)
  9. He ardently pursued his passion for painting and became a renowned artist. (Resim yapma tutkusunu şevkle takip etti ve ünlü bir sanatçı oldu.)
  10. The fans ardently cheered for their favorite musician during the concert. (Hayranlar, konserde favori müzisyenleri için coşkuyla tezahürat yaptılar.)
  11. She ardently defended her beliefs, even in the face of criticism. (Eleştirilere rağmen inançlarını şevkle savundu.)
  12. He ardently pursued his fitness goals and eventually ran a marathon. (Fitness hedeflerini şevkle takip etti ve sonunda bir maraton koştu.)
  13. The activists ardently protested against the government’s policies. (Aktivistler, hükümetin politikalarına karşı tutkuyla protesto ettiler.)
  14. She ardently pursued her love of cooking and opened her own restaurant. (Yemek yapma tutkusunu şevkle takip etti ve kendi restoranını açtı.)
  15. He ardently supported his friends during their time of need. (İhtiyaç anlarında arkadaşlarını tutkuyla destekledi.)
  16. The students ardently listened to their teacher’s lecture on the history of art. (Öğrenciler, sanat tarihi üzerine öğretmenlerinin dersini şevkle dinlediler.)
  17. She ardently pursued her passion for photography and became a professional photographer. (Fotoğrafçılık tutkusunu şevkle takip etti ve profesyonel bir fotoğrafçı oldu.)
  18. He ardently defended his family against any harm. (Ailesini her türlü zarardan korudu.)
  19. The employees ardently worked to meet the tight deadline.
  1. She ardently pursued her goal of learning a new language and eventually became fluent. (Yeni bir dil öğrenme hedefini şevkle takip etti ve sonunda akıcı hale geldi.)

Türkçe karşılıklar:

  1. Aşkın gücüne canı gönülden inanıyorum.
  2. O, bir aktris olma hayalini şevkle takip etti.
  3. Favori spor takımını tutkuyla destekledi.
  4. Çocuklar ebeveynlerine eğlence parkına gitmek için tutkuyla yalvardılar.
  5. O, favori şarkısını karaoke barda coşkuyla söyledi.
  6. Akademik hedeflerini tutkuyla takip etti ve onur derecesiyle mezun oldu.
  7. Politikacı, tartışmalı konudaki pozisyonunu şevkle savundu.
  8. Tıp alanında bir kariyeri tutkuyla takip etti ve sonunda başarılı bir doktor oldu.
  9. Resim yapma tutkusunu şevkle takip etti ve ünlü bir sanatçı oldu.
  10. Hayranlar, konserde favori müzisyenleri için coşkuyla tezahürat yaptılar.
  11. Eleştirilere rağmen inançlarını şevkle savundu.
  12. Fitness hedeflerini şevkle takip etti ve sonunda bir maraton koştu.
  13. Aktivistler, hükümetin politikalarına karşı tutkuyla protesto ettiler.
  14. Yemek yapma tutkusunu şevkle takip etti ve kendi restoranını açtı.
  15. İhtiyaç anlarında arkadaşlarını tutkuyla destekledi.
  16. Öğrenciler, sanat tarihi üzerine öğretmenlerinin dersini şevkle dinlediler.
  17. Fotoğrafçılık tutkusunu şevkle takip etti ve profesyonel bir fotoğrafçı oldu.
  18. Ailesini her türlü zarardan korudu.
  19. Çalışanlar, sıkı bir teslim tarihini karşılamak için tutkuyla çalıştılar.
  20. Yeni bir dil öğrenme hedefini şevkle takip etti ve sonunda akıcı hale geldi.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.