Reason İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reason İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Reason Kelimesinin Türkçe Anlamı ve Açıklaması

Reason, bir davranış veya olayın nedenini belirlemek, bir sonuç veya sonuçlar çıkarmak, mantıklı bir şekilde düşünmek veya bir fikir veya inancı desteklemek için kullanılan bir kelime.

Örnek Cümleler:

  1. Reason with him and maybe he’ll listen to your side of the story. (Onunla tartışın ve belki de sizin tarafınızı dinler.)
  2. I can’t find a reason why he would do such a thing. (Neden böyle bir şey yapacağını anlayamıyorum.)
  3. We need to reason this out before making any decisions. (Herhangi bir karar vermeden önce bunu çözmeliyiz.)
  4. There is no reason to believe that he is lying. (Yalan söylediğine dair bir sebep yok.)
  5. The reasoning behind their decision is still unclear. (Kararlarının arkasındaki mantık hala net değil.)
  6. He gave me no reason to doubt him. (Ona şüphe duymam için hiçbir sebep vermedi.)
  7. I don’t see any reason why we shouldn’t try it. (Neden denemememiz gerektiğini göremiyorum.)
  8. Her reasoning was sound and logical. (Mantığı sağlam ve mantıklıydı.)
  9. We need to find a reason to justify this expense. (Bu harcamayı haklı çıkaracak bir sebep bulmalıyız.)
  10. The reason for his absence was never explained. (Onun yokluğunun nedeni hiçbir zaman açıklanmadı.)
  11. His reasoning was flawed and didn’t make any sense. (Mantığı hatalıydı ve hiçbir anlam ifade etmiyordu.)
  12. There is no good reason why you can’t do it. (Neden yapamayacağınız iyi bir sebep yok.)
  13. They had a valid reason for leaving early. (Erken ayrılmanın geçerli bir sebebi vardı.)
  14. His reasoning was based on faulty assumptions. (Mantığı hatalı varsayımlara dayanıyordu.)
  15. I can’t
  1. She gave me no reason to believe that she was unhappy. (Memnuniyetsiz olduğuna inanmam için bana hiçbir sebep vermedi.)
  2. The reasoning behind their decision was flawed and didn’t take all the factors into account. (Kararlarının arkasındaki mantık hatalıydı ve tüm faktörleri hesaba katmamıştı.)
  3. He had a reason for not attending the meeting, but it wasn’t a good one. (Toplantıya katılmama sebebini açıkladı, ancak iyi bir sebep değildi.)
  4. I don’t see any reason to continue this discussion. (Bu tartışmaya devam etmek için hiçbir sebep görmüyorum.)
  5. His reasoning was flawed and full of contradictions. (Mantığı hatalı ve çelişkilerle doluydu.)

Türkçe Karşılıklar:

  • reason: sebep, neden
  • reason with: ikna etmek, tartışmak
  • no reason: hiçbir sebep yok
  • reasoning: mantık yürütme, düşünce süreci
  • to reason out: çözmek, sonuca varmak
  • find a reason: bir sebep bulmak
  • reason to believe: inanmak için bir sebep olmak
  • good reason: iyi bir sebep
  • a valid reason: geçerli bir sebep
  • flawed reasoning: hatalı mantık
  • give a reason: bir sebep vermek
  • without reason: sebepsiz, nedeni olmadan
  • for some reason: bir sebepten ötürü
  • have a reason: bir sebebi olmak
  • reason for: neden, sebep
  • sound reasoning: sağlam mantık
  • see reason: mantıklı olmak, ikna olmak
  • reason why: nedeni
  • faulty reasoning: hatalı mantık
  • enough reason: yeterli sebep.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.