Rant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rant İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Rant ile İlgili Cümleler

Rant: gereksiz veya aşırı derecede uzun ve sıkıcı konuşma veya yazı yazma eylemi

  1. My friend went on a rant about his boss’s management style. (Arkadaşım, patronunun yönetim tarzı hakkında gereksiz uzun bir konuşma yaptı.)
  2. I had to sit through a long rant from my uncle about politics. (Amcamın siyaset hakkında uzun bir rant yapmasına katlanmak zorunda kaldım.)
  3. Her rant about the new restaurant was completely unnecessary. (Yeni restoran hakkındaki gereksiz rantı tamamen gereksizdi.)
  4. His rant about the weather lasted for almost an hour. (Hava durumu hakkındaki rantı neredeyse bir saat sürdü.)
  5. My teacher went on a rant about students not doing their homework. (Öğretmenim ödevlerini yapmayan öğrenciler hakkında bir rant yaptı.)
  6. I listened to my dad’s rant about the economy for what felt like hours. (Ekonomi hakkındaki babamın rantını saatlerce dinledim.)
  7. His rant about the movie was so long that I fell asleep halfway through. (Filmin hakkındaki rantı o kadar uzundu ki yarıda uyuya kaldım.)
  8. She went on a rant about her neighbor’s loud music. (Komşusunun yüksek müziği hakkında bir rant yaptı.)
  9. I couldn’t take it anymore and had to interrupt his rant. (Daha fazla dayanamadım ve rantını kesmek zorunda kaldım.)
  10. Her rant about her ex-boyfriend was starting to get on my nerves. (Eski erkek arkadaşı hakkındaki rantı sinirlerimi bozmaya başlamıştı.)
  11. He went on a rant about the state of the education system in our country. (Ülkemizdeki eğitim sistemi hakkındaki rantına başladı.)
  12. I tried to ignore her rant about her coworkers, but it was impossible. (İş arkadaşları hakkındaki rantını görmezden gelmeye çalıştım, ama imkansızdı.)
  13. His rant about the traffic was completely justified considering how bad it was. (Trafik hakkındaki rantı, ne kadar kötü olduğu düşünüldüğünde tamamen haklıydı.)
  14. She went on a rant about the poor quality of customer service at the store. (Mağazadaki müşteri hizmetlerinin kötü kalitesi hakkında bir rant yaptı.)
  15. His rant about the government’s handling of the pandemic was passionate and well-informed. (Pandeminin hükümet tarafından ele alınışı hakkındaki rantı tutkulu ve iyi bilgilendirilmişti.)
  16. I couldn’t believe how long her rant about the restaurant’s service was. (Restoranın hizmeti hakkındaki rantının ne kadar uzun olduğuna inanamadım.)
  17. His rant about the new policy was so intense that it made me feel uncomfortable. (Yeni politika hakkındaki rantı o kadar yoğundu ki beni r

ahatsız hissettirdi.)
18. She went on a rant about the unfairness of the grading system. (Not sisteminin haksızlığı hakkında bir rant yaptı.)

  1. His rant about the company’s management was heard by everyone in the room. (Şirketin yönetimi hakkındaki rantı odadaki herkes tarafından duyuldu.)
  2. I had to endure a long rant from my sister about her boyfriend’s annoying habits. (Kız kardeşimin sevgilisinin sinir bozucu alışkanlıkları hakkındaki uzun rantına katlanmak zorunda kaldım.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.