Gnarl İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gnarl İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Gnarl Nedir?

Gnarl, ağaçların dallarında veya gövdelerinde oluşan düzensiz ve çirkin şekillerdir. Genellikle yaşlı ağaçlarda görülür ve ağacın sağlığına zarar vermez.

Örnek Cümleler:

1. The old oak tree had a large gnarl on one of its branches. (Eski meşe ağacının bir dalında büyük bir gnarl vardı.)
2. The gnarl on the trunk of the tree looked like a twisted face. (Ağacın gövdesindeki gnarl, kıvrılmış bir yüze benziyordu.)
3. The carpenter used the gnarled piece of wood to make a unique table. (Marangoz, eğri şekilli ahşap parçayı benzersiz bir masa yapmak için kullandı.)
4. The tree’s gnarled roots had grown deep into the soil. (Ağacın kıvrılmış kökleri, toprağın derinliklerine doğru büyümüştü.)
5. She traced her fingers over the gnarled bark of the tree. (Ağacın kıvrılmış kabuğunu parmaklarıyla izledi.)
6. The gnarled hands of the old man shook as he reached for his cane. (Yaşlı adamın kıvrılmış elleri, bastonuna uzanırken titredi.)
7. The gnarled old apple tree still produced delicious fruit. (Eğri şekilli eski elma ağacı hala lezzetli meyveler üretiyordu.)
8. The gnarled knot in the wood made it difficult to saw through. (Ağaçta ki kıvrılmış düğüm, testere ile kesmeyi zorlaştırdı.)
9. The gnarled branches of the tree made it look like it had arms reaching out. (Ağacın kıvrılmış dalları, sanki kolları dışarıya doğru uzanıyormuş gibi görünüyordu.)
10. The gnarled roots of the tree had grown around the rocks in the soil. (Ağacın kıvrılmış kökleri, topraktaki taşların etrafına sarılmıştı.)
11. The gnarled tree provided a good source of shade in the hot summer months. (Kıvrılmış ağaç, sıcak yaz aylarında iyi bir gölge kaynağı sağladı.)
12. The gnarled old oak was the perfect spot for a treehouse. (Eski kıvrılmış meşe ağacı, bir ağaç evi için mükemmel bir yerdi.)
13. The gnarled hands of the artist created beautiful sculptures out of wood. (Sanatçının kıvrılmış elleri, ahşaptan güzel heykeller yarattı.)
14. The gnarled tree had been struck by lightning several times but still stood strong. (Kıvrılmış ağaç, birkaç kez yıldırım çarpmış olsa da hala güçlü duruyordu.)
15. The gnarled

16. The gnarled roots of the tree had wrapped around the garden fence. (Ağacın kıvrılmış kökleri, bahçe çitine sarılmıştı.)
17. The gnarled tree made a great backdrop for the family photo. (Kıvrılmış ağaç, aile fotoğrafı için harika bir arka plan oluşturdu.)
18. The gnarled branches of the tree twisted in the wind. (Ağacın kıvrılmış dalları, rüzgarla birlikte kıvrıldı.)
19. The gnarled old tree was a favorite spot for the neighborhood kids to climb. (Eski kıvrılmış ağaç, mahalle çocukları için tırmanmak için favori bir yerdi.)
20. The gnarled wood had a unique texture that the carpenter admired. (Kıvrılmış ahşap, marangozun beğendiği benzersiz bir dokuya sahipti.)

Türkçe Karşılıkları:

1. Büyük gnarl ağacın dalında vardı.
2. Ağacın gövdesindeki gnarl, kıvrılmış bir yüze benziyordu.
3. Marangoz, eğri şekilli ahşap parçayı benzersiz bir masa yapmak için kullandı.
4. Ağacın kıvrılmış kökleri, toprağın derinliklerine doğru büyümüştü.
5. Ağacın kıvrılmış kabuğunu parmaklarıyla izledi.
6. Yaşlı adamın kıvrılmış elleri, bastonuna uzanırken titredi.
7. Eğri şekilli eski elma ağacı hala lezzetli meyveler üretiyordu.
8. Ağaçtaki kıvrılmış düğüm, testere ile kesmeyi zorlaştırdı.
9. Ağacın kıvrılmış dalları, sanki kolları dışarıya doğru uzanıyormuş gibi görünüyordu.
10. Ağacın kıvrılmış kökleri, topraktaki taşların etrafına sarılmıştı.
11. Kıvrılmış ağaç, sıcak yaz aylarında iyi bir gölge kaynağı sağladı.
12. Eski kıvrılmış meşe ağacı, bir ağaç evi için mükemmel bir yerdi.
13. Sanatçının kıvrılmış elleri, ahşaptan güzel heykeller yarattı.
14. Kıvrılmış ağaç, birkaç kez yıldırım çarpmış olsa da hala güçlü duruyordu.
15. Ağacın kıvrılmış
16. Ağacın kıvrılmış kökleri, bahçe çitine sarılmıştı.
17. Kıvrılmış ağaç, aile fotoğrafı için harika bir arka plan oluşturdu.
18. Ağacın kıvrılmış dall