Ransom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ransom İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Ransom Nedir?

Ransom, bir kişinin veya bir şirketin önceden belirlenmiş bir miktar para veya mal karşılığında rehin tutulan birini serbest bırakmasıdır. Bu genellikle kaçırılma veya siber saldırı gibi durumlarda gerçekleşir.

Örnek Cümleler:

  1. The kidnappers demanded a ransom of one million dollars for the release of the businessman. (Kaçırılan iş adamının serbest bırakılması için 1 milyon dolar fidye istediler.)
  2. The company was hit by a ransomware attack and had to pay a ransom to regain control of their systems. (Şirket, bir fidye yazılımı saldırısıyla karşılaştı ve sistemlerinin kontrolünü geri kazanmak için fidye ödemek zorunda kaldı.)
  3. The family refused to pay the ransom for their son’s release, and he was eventually rescued by the police. (Ailenin oğullarının serbest bırakılması için fidye ödemeyi reddetmesine rağmen, o sonunda polis tarafından kurtarıldı.)
  4. The pirates demanded a ransom in exchange for the safe return of the passengers. (Korsanlar, yolcuların güvenli bir şekilde geri dönüşü karşılığında fidye talep ettiler.)
  5. The kidnapper was arrested and charged with demanding a ransom for the release of his victim. (Kaçıran, kurbanının serbest bırakılması için fidye talebinde bulunduğu suçlamasıyla tutuklandı.)
  6. The company’s reputation was severely damaged after they paid a ransom to the hackers. (Şirket, hackerlara fidye ödedikten sonra itibarı ciddi şekilde zarar gördü.)
  7. The government refused to negotiate with the terrorists who demanded a ransom for the release of the hostages. (Hükümet, rehinelerin serbest bırakılması için fidye talep eden teröristlerle görüşmeyi reddetti.)
  8. The police were able to track down the kidnappers and recover the ransom money. (Polis, kaçıranları bulmayı ve fidye parasını geri almaya başardı.)
  9. The businessman’s family paid the ransom and he was released unharmed. (İş adamının ailesi fidye ödedi ve o sağ salim serbest bırakıldı.)
  10. The victim’s family pleaded with the kidnappers to lower the ransom amount, but their request was denied. (Kurbanın ailesi kaçıranları fidye miktarını düşürmeye ikna etmeye çalıştı, ancak talepleri reddedildi.)
  11. The ransom note included specific instructions on how the money should be delivered. (Fidye notu, paranın nasıl teslim edileceği konusunda belirli talimatlar içeriyordu.)
  12. The kidnappers threatened to harm their victim if the ransom was not paid within 24 hours. (Kaçıranlar, fidye 24 saat içinde ödenmezse kurbanlarına zarar vermeyi tehdit ettiler.)
  13. The company’s cybersecurity team was able

to prevent a ransomware attack from taking place, saving the company from having to pay a ransom. (Şirketin siber güvenlik ekibi, bir fidye yazılımı saldırısının gerçekleşmesini engellemeyi başardı ve şirketin fidye ödemek zorunda kalmamasını sağladı.)
14. The ransom demand was so high that the company had to take out a loan to pay it. (Fidye talebi o kadar yüksekti ki şirket, onu ödemek için bir kredi çekmek zorunda kaldı.)

  1. The authorities were able to identify the kidnappers through the trace of the ransom money. (Yetkililer, fidye parasının izini takip ederek kaçıranları tespit edebildiler.)
  2. The hackers threatened to release sensitive company data unless a ransom was paid. (Hackerlar, bir fidye ödenmediği takdirde hassas şirket verilerini yayınlamakla tehdit ettiler.)
  3. The family hired a negotiator to help them lower the ransom amount. (Aile, fidye miktarını düşürmelerine yardımcı olmak için bir müzakereci tuttu.)
  4. The kidnappers released the victim after receiving the ransom, but were later caught by the police. (Kaçıranlar, fidyeyi aldıktan sonra kurbanı serbest bıraktılar, ancak daha sonra polis tarafından yakalandılar.)
  5. The company’s insurance policy covered the cost of the ransom payment. (Şirketin sigorta poliçesi, fidye ödemesinin maliyetini karşıladı.)
  6. The ransom demand was so outrageous that the authorities refused to take it seriously. (Fidye talebi o kadar absürttü ki yetkililer onu ciddiye almayı reddettiler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.