Prude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prude İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Prude Nedir?

Prude, aşırı derecede tutucu, düşkün, edepsizlikten hoşlanmayan anlamına gelen bir sıfattır.

Örnek Cümleler:

1. She is such a prude that she won’t even wear a swimsuit in public. (O kadar tutucu ki halka açık yerde mayoyla bile dolaşmıyor.)
2. Don’t be such a prude! It’s just a harmless joke. (Tutucu olma! Bu sadece zararsız bir şaka.)
3. He’s too much of a prude to even watch a romantic movie. (O kadar tutucu ki romantik bir film bile izleyemez.)
4. Mary is a bit of a prude and gets uncomfortable talking about sex. (Mary biraz tutucu ve cinsel konuşmalardan rahatsız oluyor.)
5. You need to loosen up and stop being such a prude. (Daha rahat davranman ve tutucu olmaktan vazgeçmen gerekiyor.)
6. She’s a prude when it comes to drinking and won’t even have a glass of wine. (İçki konusunda çok tutucu, hatta bir kadeh şarap bile içmez.)
7. He thinks wearing revealing clothing is inappropriate and prude. (Açık kıyafetler giymenin uygun olmadığını ve tutucu olduğunu düşünüyor.)
8. She’s too much of a prude to even kiss on the first date. (O kadar tutucu ki ilk buluşmada bile öpüşemez.)
9. Some people consider her prude because she refuses to swear or use vulgar language. (Küfretmeyi veya kaba dil kullanmayı reddettiği için bazı insanlar onu tutucu olarak görüyor.)
10. He’s a prude and won’t even go to a strip club for a bachelor party. (Tutucu olduğu için bekarlığa veda partisi için bile striptiz kulübüne gitmez.)
11. She’s a prude when it comes to music and only listens to classical. (Müzik konusunda çok tutucu, sadece klasik müzik dinler.)
12. He’s too much of a prude to even tell a dirty joke. (O kadar tutucu ki pis şaka bile yapamaz.)
13. She thinks public displays of affection are prude and inappropriate. (Halka açık yerlerde sevgi gösterilerinin tutucu ve uygun olmadığını düşünüyor.)
14. He’s such a prude that he won’t even use a curse word when he’s angry. (O kadar tutucu ki öfkelendiğinde bile küfür etmez.)
15. She’s a bit of a prude and won’t even dance to a suggestive song. (Biraz tutucu ve işaretleyici bir şarkıya bile dans etmez.)
16. He’s too much of a prude to even watch a comedy with sexual content. (O kadar tutucu ki seks içerikli bir komedi bile izleyemez.)
17. Some people might call her prude, but she’s just more reserved than others. (Bazı insanlar onu tutucu

olarak adlandırabilirler ama o sadece diğerlerine göre daha sakindir.)
18. He’s a prude and won’t even hug a friend of the opposite gender. (Tutucu olduğu için zıt cinsiyetten bir arkadaşını bile sarılmaktan çekinir.)

19. She’s too much of a prude to even read a book with explicit content. (O kadar tutucu ki açık seçik içerikli bir kitap bile okuyamaz.)
20. He thinks anything beyond a handshake is prude and inappropriate in a professional setting. (Profesyonel bir ortamda, el sıkışmanın ötesindeki her şeyin tutucu ve uygun olmadığını düşünüyor.)