Provoke İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Provoke İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Provoke Nedir?

Provoke, bir kişinin ya da grubun kasıtlı olarak başka bir kişiyi ya da grubu sinirlendirip kışkırtmasıdır.

Örnek cümleler:

  1. His rude behavior provoked her to slap him. (Kaba davranışı onun ona tokat atmasına neden oldu.)
  2. The movie’s violent scenes were meant to provoke strong emotions in the audience. (Filmdeki şiddetli sahneler, izleyicilerde güçlü duygular uyandırmak için tasarlandı.)
  3. The politician’s speech was designed to provoke his opponent into making a mistake. (Politikacının konuşması, rakibinin bir hataya düşmesine neden olmak için tasarlandı.)
  4. She deliberately provoked her ex-boyfriend by flirting with his friend. (Eski erkek arkadaşını arkadaşıyla flört ederek kasıtlı olarak kışkırttı.)
  5. The bull was provoked by the matador’s red cape. (Boğa, matadorun kırmızı pelerinine kışkırtıldı.)
  6. His constant teasing finally provoked her into tears. (Sürekli onunla dalga geçmesi sonunda onu gözyaşlarına boğdu.)
  7. The protesters were hoping to provoke a reaction from the police. (Protestocular, polisten bir tepki bekliyorlardı.)
  8. She tried to provoke a discussion about politics at the dinner party. (Akşam yemeğinde siyasetle ilgili bir tartışma başlatmaya çalıştı.)
  9. The bully provoked the new student into a fight. (Zorbalar yeni öğrenciyi kavga etmeye kışkırttı.)
  10. His sarcastic comment was meant to provoke her. (Alaycı yorumu onu kışkırtmak için yapılmıştı.)
  11. The comedian’s jokes often provoked controversy. (Komedyenin şakaları genellikle tartışma yarattı.)
  12. She deliberately provoked her boss by ignoring his instructions. (Patronunun talimatlarını görmezden gelerek onu kasıtlı olarak kışkırttı.)
  13. The coach’s harsh criticism provoked the player’s anger. (Antrenörün sert eleştirisi, oyuncunun öfkesini kışkırttı.)
  14. The newspaper’s headline was designed to provoke outrage. (Gazetenin manşeti, öfke uyandırmak için tasarlandı.)
  15. The controversial artwork provoked a lot of discussion. (Tartışmalı sanat eseri birçok tartışmaya neden oldu.)
  16. His aggressive driving provoked the other drivers on the road. (Agresif sürüşü, diğer sürücüleri kışkırttı.)
  17. The teacher’s unfair treatment provoked the students to protest. (Öğretmenin haksız davranışları öğrencileri protesto etmeye kışkırttı.)
  18. The company’s decision to lay off workers provoked a backlash. (Şirketin işçileri işten çıkarma kararı bir tepkiye neden oldu.)
  19. The athlete’s unsportsmanlike behavior provoked the spectators

. (Sporcu, spora uygun olmayan davranışları seyircileri kışkırttı.)
20. The social media post was meant to provoke a reaction from followers. (Sosyal medya gönderisi, takipçilerden bir tepki uyandırmak için yapılmıştı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.