Profusely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Profusely İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Profusely

Profusely, “bolca” veya “çok fazla” anlamına gelen bir sıfattır. Bu kelime, bir şeyin aşırı miktarda olduğunu veya yoğun bir şekilde döküldüğünü ifade etmek için kullanılır.

Örnek cümleler:

1. She apologized profusely for being late. (Geç kaldığı için çok özür diledi.)
2. The flowers were blooming profusely in the garden. (Bahçede çiçekler bolca açıyordu.)
3. He sweated profusely during the workout. (Egzersiz yaparken aşırı terledi.)
4. The water was flowing profusely from the faucet. (Musluktan bolca su akıyordu.)
5. She thanked him profusely for his help. (Yardımı için ona çok teşekkür etti.)
6. The singer received profuse applause from the audience. (Şarkıcı seyircilerden bolca alkış aldı.)
7. He apologized profusely for his mistake. (Hatası için bolca özür diledi.)
8. The wound was bleeding profusely. (Yara aşırı kanıyordu.)
9. She cried profusely when she heard the news. (Haberleri duyunca bolca ağladı.)
10. The book was filled with profuse illustrations. (Kitap bolca resimlerle doluydu.)
11. The chef used profuse amounts of garlic in the recipe. (Şef tarifte bolca sarımsak kullandı.)
12. The company received profuse praise for its charitable donations. (Şirket hayırsever bağışlarından dolayı bolca övgü aldı.)
13. He perspired profusely in the hot sun. (Sıcak güneşte bolca terledi.)
14. The writer’s novel was filled with profuse descriptions. (Yazarın romanı bolca tanımlamalarla doluydu.)
15. She blushed profusely when he complimented her. (Onu övdüğünde bolca kızardı.)
16. The painting was adorned with profuse colors. (Tablo bolca renklerle süslenmişti.)
17. The athlete drank profuse amounts of water after the race. (Sporcu yarıştan sonra bolca su içti.)
18. The speech was met with profuse applause. (Konuşma bolca alkışla karşılandı.)
19. The plant was producing profuse amounts of fruit. (Bitki bolca meyve üretiyordu.)
20. She hugged him profusely when she saw him again. (Onu tekrar gördüğünde bolca sarıldı.)

21. The rain was falling profusely, flooding the streets. (Yağmur bolca yağıyordu, sokakları sular altında bıraktı.)
22. The artist painted the canvas with profuse strokes of color. (Sanatçı tuvali bolca renkli fırça darbeleriyle boyadı.)
23. The bee stung him and he swelled profusely. (Arı ona soktu ve o bolca şişti.)
24. She ate the delicious cake profusely, savoring every bite. (Lezzetli keki bolca yedi, her lokmayı tadını çıkararak.)
25. The sun was shining profusely, making it a perfect day for a picnic. (Güneş bolca parlıyordu, piknik için mükemmel bir gün yapıyordu.)
26. The speaker spoke profusely about the benefits of meditation. (Konuşmacı meditasyonun faydaları hakkında bolca konuştu.)
27. The child cried profusely when she lost her favorite toy. (Çocuk en sevdiği oyuncak kaybettiğinde bolca ağladı.)
28. The teacher praised the student profusely for their hard work. (Öğretmen öğrencinin sıkı çalışmasından dolayı bolca övgüde bulundu.)
29. The dog was panting profusely after running around in the park. (Köpek parkta koştuktan sonra bolca nefes nefese kalmıştı.)
30. The party was decorated profusely with balloons and streamers. (Parti balonlar ve şeritlerle bolca süslenmişti.)