Proclivity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Proclivity İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Proclivity Nedir?

Proclivity, bir kişinin doğal olarak eğilimli olduğu veya bir şey yapma konusunda güçlü bir isteği olan bir kelime olarak tanımlanabilir.

Örnek Cümleler:

  1. He has a proclivity for gambling. (O, kumar oynama konusunda bir eğilime sahip.)
  2. Her proclivity towards music was evident from a young age. (Müzik yapma konusunda ki eğilimi küçük yaşlardan beri belli oluyordu.)
  3. The company has a proclivity for taking risks. (Şirket, risk alma konusunda bir eğilime sahip.)
  4. She has a proclivity for speaking her mind. (Düşüncelerini söyleme konusunda bir eğilimi var.)
  5. His proclivity towards violence made him a dangerous person. (Şiddete eğilimi, onu tehlikeli biri yaptı.)
  6. The artist had a proclivity for using bright colors in his paintings. (Sanatçının, resimlerinde parlak renkleri kullanma eğilimi vardı.)
  7. She showed a proclivity towards science from a young age. (Küçük yaşlardan itibaren bilime eğilim gösteriyordu.)
  8. His proclivity for sweets was his downfall. (Tatlılara olan düşkünlüğü, onun düşüşüne neden oldu.)
  9. Her proclivity towards perfectionism made her a great artist. (Mükemmeliyetçiliğe eğilimi, onu harika bir sanatçı yaptı.)
  10. He has a proclivity for procrastination. (Procrastination’a eğilimi var.)
  11. Her proclivity towards fashion made her the most stylish person in the room. (Modaya olan eğilimi, onu odadaki en şık kişi yaptı.)
  12. The athlete has a proclivity for pushing himself to the limit. (Sporcu, kendini sınırına kadar zorlama eğilimindedir.)
  13. His proclivity towards optimism made him a great leader. (Olumlu düşünme eğilimi, onu harika bir lider yaptı.)
  14. She has a proclivity for taking on too much work at once. (Aynı anda çok fazla iş üstlenme eğilimi var.)
  15. His proclivity towards solitude made him a great writer. (Yalnızlık eğilimi, onu harika bir yazar yaptı.)
  16. She has a proclivity for public speaking. (Topluluk önünde konuşma konusunda bir eğilimi var.)
  17. His proclivity towards generosity made him a beloved figure in the community. (Cömertlik eğilimi, onu toplumda sevilen bir figür yaptı.)
  18. She has a proclivity for getting lost in her thoughts. (Düşüncelerinde kaybolma eğilimi var.)
  19. His proclivity towards risk-taking made him a successful entrepreneur. (Risk alma eğilimi, onu başarılı bir girişimci yaptı
  1. The teacher noticed a proclivity towards math in the student. (Öğretmen, öğrencide matematiğe eğilim gördü.)

İngilizce cümlelerin Türkçe karşılıklarını da belirtmek gerekirse:

  1. O, kumar oynama konusunda bir eğilime sahip.
  2. Müzik yapma konusunda ki eğilimi küçük yaşlardan beri belli oluyordu.
  3. Şirket, risk alma konusunda bir eğilime sahip.
  4. Düşüncelerini söyleme konusunda bir eğilimi var.
  5. Şiddete eğilimi, onu tehlikeli biri yaptı.
  6. Sanatçının, resimlerinde parlak renkleri kullanma eğilimi vardı.
  7. Küçük yaşlardan itibaren bilime eğilim gösteriyordu.
  8. Tatlılara olan düşkünlüğü, onun düşüşüne neden oldu.
  9. Mükemmeliyetçiliğe eğilimi, onu harika bir sanatçı yaptı.
  10. Procrastination’a eğilimi var.
  11. Modaya olan eğilimi, onu odadaki en şık kişi yaptı.
  12. Sporcu, kendini sınırına kadar zorlama eğilimindedir.
  13. Olumlu düşünme eğilimi, onu harika bir lider yaptı.
  14. Aynı anda çok fazla iş üstlenme eğilimi var.
  15. Yalnızlık eğilimi, onu harika bir yazar yaptı.
  16. Topluluk önünde konuşma konusunda bir eğilimi var.
  17. Cömertlik eğilimi, onu toplumda sevilen bir figür yaptı.
  18. Düşüncelerinde kaybolma eğilimi var.
  19. Risk alma eğilimi, onu başarılı bir girişimci yaptı.
  20. Öğretmen, öğrencide matematiğe eğilim gördü.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.