Adverseness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adverseness İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Adverseness

Adverseness, zorluklar ve engellerle dolu olma durumudur. Bir şeyin başarıya ulaşması için mücadele etmesi gerektiği anlamına gelir.

Örnek cümleler:

1. The adverseness of the situation made it difficult to continue.
   (Zorlu durumun adverseness’i devam etmeyi zorlaştırdı.)

2. Despite the adverseness of the market, the company managed to make a profit.
   (Pazardaki adverseness’a rağmen, şirket kâr elde etmeyi başardı.)

3. His adverseness towards change made it hard to implement new ideas.
   (Değişime karşı olan adverseness’ı, yeni fikirleri uygulamayı zorlaştırdı.)

4. The adverseness of the weather made the trip unpleasant.
   (Hava koşullarındaki adverseness, seyahati hoş olmayan bir hale getirdi.)

5. Adverseness is a natural part of life and can help us grow stronger.
   (Adverseness, hayatın doğal bir parçasıdır ve bizi daha güçlü yapabilir.)

6. The adverseness of the exam caused him to study harder.
   (Sınavdaki adverseness, onun daha çok çalışmasına sebep oldu.)

7. Her adverseness towards risk-taking prevented her from pursuing her dreams.
   (Risk almaya karşı olan adverseness’ı, hayallerinin peşinden gitmesini engelledi.)

8. Adverseness can make us appreciate the good times even more.
   (Adverseness, iyi zamanları daha da takdir etmemizi sağlayabilir.)

9. The adverseness of the situation brought the team closer together.
   (Durumdaki adverseness, takımı daha da yakınlaştırdı.)

10. His adverseness towards authority figures made it hard for him to follow rules.
    (Otorite figürlerine karşı olan adverseness’ı, kuralları takip etmeyi zorlaştırdı.)

11. Adverseness is a test of our resilience and determination.
    (Adverseness, dayanıklılığımızın ve kararlılığımızın bir testidir.)

12. The adverseness of the terrain made the hike more challenging.
    (Manzaradaki adverseness, yürüyüşü daha da zorlu hale getirdi.)

13. His adverseness towards change made it hard for him to adapt to new situations.
    (Değişime karşı olan adverseness’ı, yeni durumlara adapte olmayı zorlaştırdı.)

14. Adverseness can make us appreciate the people in our lives even more.
    (Adverseness, hayatımızdaki insanları daha da takdir etmemizi sağlayabilir.)

15. The adverseness of the economic situation affected everyone in the country.
    (Ekonomik durumun adverseness’ı, ülkedeki herkesi etkiledi.)

16. His adverseness towards teamwork made it hard for him to collaborate with others.
    (Takım çalışmasına karşı olan adverseness’ı, diğerleriyle işbirliği yapmayı zorlaştırdı.)

17. Adverseness can be a source of inspiration for creativity and innovation.
    (Adverseness, yaratıcılık ve yenilik için ilham kaynağı ol

abilir.)

18. The adverseness of the political climate made it hard for people to have civil discussions.
    (Politik ortamın adverseness’ı, insanların uygun tartışmalar yapmasını zorlaştırdı.)

19. His adverseness towards failure prevented him from taking risks and trying new things.
    (Başarısızlığa karşı olan adverseness’ı, risk almaktan ve yeni şeyler denemekten kaçınmasına neden oldu.)

20. Adverseness can reveal our true character and strength.
    (Adverseness, gerçek karakterimizi ve gücümüzü ortaya çıkarabilir.)