Pride İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pride İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pride İle İlgili İngilizce Cümleler

Pride (gurur), bir kişinin kendine güvenini ve değerini artıran bir duygu olarak tanımlanır. İşte pride kelimesinin İngilizce cümleler içinde kullanımına örnekler:

1. Olumlu Anlamda Kullanımı

  1. He felt a sense of pride when he received his diploma. (Diplomasını aldığında kendisinde bir gurur hissetti.)
  2. She takes great pride in her work. (İşinde büyük bir gurur duyuyor.)
  3. They showed their national pride by waving flags at the parade. (Geçitte bayrakları sallayarak ulusal gururlarını gösterdiler.)
  4. He felt a surge of pride when his daughter won the race. (Kızı yarışı kazandığında onda bir gurur hissi oluştu.)
  5. She has every reason to feel pride in her accomplishments. (Başarılarından dolayı gurur duymak için her sebebi var.)
  6. He spoke with pride about his son’s achievements. (Oğlunun başarıları hakkında gururla konuştu.)
  7. They were filled with pride as they watched their team win the championship. (Takımının şampiyonluğunu kazandığını izlerken gurur doluydular.)
  8. She wore her new dress with pride. (Yeni elbisesini gururla giydi.)
  9. He took great pride in his ability to speak multiple languages. (Birden fazla dil konuşabilme yeteneğinden büyük bir gurur duydu.)
  10. They were filled with pride as they walked across the stage to receive their awards. (Ödüllerini almaya sahnede yürürken gurur doluydular.)

2. Olumsuz Anlamda Kullanımı

  1. His pride prevented him from admitting his mistake. (Gururu, hatasını kabul etmesine engel oldu.)
  2. Her pride was hurt when she was turned down for the job. (İş için reddedildiğinde gururu incindi.)
  3. His pride wouldn’t allow him to ask for help. (Yardım istemeye izin vermedi gururu.)
  4. Her pride got in the way of apologizing. (Özür dilemek önünde gururu engel oldu.)
  5. His pride caused him to reject the offer. (Teklifi reddetmesine gururu neden oldu.)
  6. She refused to give up her pride and admit defeat. (Pes etmek yerine, gururunu kaybetmek istemedi ve yenilgiyi kabul etmedi.)
  7. His pride made him stubborn and difficult to work with. (Gururu onu inatçı ve işbirliği yapması zor biri yaptı.)
  8. She allowed her pride to damage her relationships. (İli

    şkilerini zarara uğratmak için gururuna izin verdi.)

  9. His pride caused him to make rash decisions. (Gururu, düşüncesiz kararlar almasına neden oldu.)
  10. She let her pride get in the way of reconciliation with her friend. (Arkadaşıyla barışma yolunda gururunu bir engel olarak gördü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.