Pricy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pricy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Pricy

Türkçe karşılığı: Pahalı

Açıklama: “Pricy” kelimesi, “pahalı” anlamına gelen bir İngilizce kelime.

Örnek cümleler:

  1. The restaurant was quite pricy, but the food was delicious. (Restoran oldukça pahalıydı, ancak yemekler lezzetliydi.)
  2. I can’t afford to buy that pricy dress. (O pahalı elbiseyi alacak kadar param yok.)
  3. The hotel room was pricy, but it had an amazing view. (Otel odası pahalıydı, ancak harika bir manzarası vardı.)
  4. He spent a pricy amount of money on that car. (O arabaya oldukça pahalı bir miktar para harcadı.)
  5. This store sells pricy designer clothes. (Bu mağaza, pahalı tasarımcı kıyafetleri satıyor.)
  6. The new phone is too pricy for my budget. (Yeni telefon benim bütçem için çok pahalı.)
  7. The tickets for the concert were pricy, but it was worth it. (Konsere olan biletler pahalıydı, ama buna değdi.)
  8. The hotel’s spa treatments are quite pricy. (Otelin spa hizmetleri oldukça pahalı.)
  9. That watch is too pricy for me, I’ll have to look for a cheaper one. (O saat benim için çok pahalı, daha ucuz bir tane aramam gerekecek.)
  10. She always buys pricy jewelry for herself. (Kendine her zaman pahalı mücevherler alır.)
  11. The pricy restaurant had a dress code. (Pahalı restoranda bir kıyafet kodu vardı.)
  12. The pricy hotel room came with a private balcony. (Pahalı otel odası özel bir balkonla birlikte geliyordu.)
  13. He complained about the pricy parking fees. (O, pahalı otopark ücretlerinden şikayet etti.)
  14. The pricy wine list had some rare and expensive bottles. (Pahalı şarap listesi bazı nadir ve pahalı şişeler içeriyordu.)
  15. I was surprised by the pricy admission fee to the museum. (Müzeye olan pahalı giriş ücretine şaşırdım.)
  16. The restaurant’s pricy menu included exotic ingredients. (Restoranın pahalı menüsü egzotik malzemeler içeriyordu.)
  17. The pricy hotel offered luxury amenities. (Pahalı otel lüks olanaklar sunuyordu.)
  18. She saved up for months to buy that pricy handbag. (O pahalı el çantasını almak için aylarca biriktirdi.)
  19. The pricy art exhibition had works by famous artists. (Pahalı sanat sergisi ünlü sanatçıların eserlerine sahipti.)
  20. The pricy hotel room had a jacuzzi in the bathroom. (Pahalı otel

odasının banyosunda jakuzi vardı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.